Bloglarız Biz
13 Ekim 2012 Cumartesi
Aysan Makina İnşaat
hey gidi günler hey... neyse, sonuçta kurtlar vadisi, kendine has bütün özelliklerini kaybetmiş, harcamış, savurmuş bir dizi olarak yoluna devam ediyor... artık bu diziyi, bir dizi olarak değil de bir haber programı seyrediyor gibi seyrediyorum... bakalım memlekette dönen olayları kurtlar vadisi akıl hocaları nasıl değerlendiriyor diye seyrediyorum...onun dışında kim öldü, kim kaldı şu kadarcık mikimde değil artık...
darbe aleyhtarlığı yapmalarına bir sözüm yok, hatta bu kadar çok izlenen bir dizinin böyle söylemleri ve fikirleri aşılamasından bilakis memnun olurum. lakin, kurtlar vadisi nin uzun zamandan beri takipçisi olduğumdan mütevellit , eski bölümlere nazaran bu ani değişimin dönemsel, içselleştirilmemiş ve geri dönüşe müsait bir yapısı olduğuna dair bazı kuşkularım var. şöyle örnekleyebilirim,
Aysan Makina İnşaat
kurtlar vadisi dizisi zamanı, mehmet karahanlı nın evinde hizmetçi kılığında çalışan ajanın farkedildiği ve imha edildiği bölümdü sanırım. hiç aklımdan çıkmaz, polat alemdar ın abdülhey' e söylediği şu söz, "devleti bile devlet yapan düşmanlarıdır."
öte yandan, kurtlar vadisi pusu dizisinde ise, polat alemdar ve iskender büyük ün siyasi ve tarihi bilgilerini yarıştırdığı o anı izleyenler hatırlar. iskender büyük yarattığı terör için ne demişti? "yaptık da kötü mü oldu? bayrak, vatan kavramları unutulmadı, pekişti."
en azından, dizide polat alemdar tarafından icra edilen bir özeleştiri izleseydik, belki bu değişimin daha içten olduğuna inanabilirdik. fakat, bu kadar ani olması ve 3 sene öncesinin polat alemdar ı ile aynı sözleri söyleyen birinin bir anda "vatan haini ilan edilmesi" bana biraz riyakarca geliyor.
12 Ekim 2012 Cuma
Gebze Baymak Servis Numaraları
hatırlanacağı gibi, recep tayyip erdoğan'ın ilk başımıza kakılmaya başlandğı yıllarda, hakkında bir "tabanın sevdiği siyasetçi, karsizmatik, örgütçü" gibi bir imaj yaratılmaya çalışılıyordu. bu genç-karizmatik-başarılı siyasetçi imajı yıllarca sağda solda işlendi, ısıtılıp ısıtılıp önümüze konuldu.
oysa erdoğan, siyaset hayatı son derece başarısız geçmiş, her şeyini necmettin erbakan'ın kendisini sevmesi ve tutmasına borçlu olan bir siyasetçidir.
Gebze Baymak Servis Numaraları
erbakan erdoğan'ı önce bir milletvekili ara seçiminde aday gösterdi, erdoğan seçimi kazanamadı. sonra bir milletvekili seçiminde aday gösterdi, hem de seçilebileceği sıradan. ama o seçimde tercih sistemi vardı ve tabanın sevgilisi diye başımıza kakılan erdoğan tabanın tercihte adını çizmesi sonucu seçilemedi, yerine listede onun altında yer alan biri meclise girdi. erbakan erdoğan'ı bir kez daha aday yaptı; bu kez beyoğlu belediye başkanlığına. erdoğan kaybetme geleneğini sürdürdü ve bir kez daha seçimi kazanamadı. erbakan erdoğan'ı bir sonraki yerel seçimlerde büyükşehir belediye başkanlığına aday yaptı ve erdoğan nihayet kazandı. o seçimde erbakan beni aday gösterse ben de kazanırdım muhtemelen.
düşünün, bir siyasetçi 3 kez seçim kaybediyor, 4. kez aday yapılıyor. ilçe seçimini kaybediyor, bir sonraki seçimde terfi edip büyükşehir belediye başkanlığına aday oluyor.
Gölcük Beko Servis Hizmeti
bir ülkenin cumhurbaşkanının, ülkenin birinci gündem maddesi haline gelmiş bir olay için bilgi almak amacıyla üniversite rektörlerini çankaya köşküne çağırması üzerine bayram değil seyran değil şeklinde açıklama yaparak hala kasımpaşa ruhunu bırakmadığını göstermiştir.
Gölcük Beko Servis Hizmeti
işin enteresan yanı ise ortada gerçekten bir bayram olması. 29 ekim cumhuriyet bayramı, türkiye'nin en büyük bayramı. rektörler çankaya'ya 29 ekim resepsiyonu için çağrılıyor. hadi onu geçelim diyelim ki bayram falan yok ortada. cumhurbaşkanı köşke çağıracağı kişiler için başbakan'dan izin mi almalı? meclis çoğunluğunu, devlet kadrolarını ele geçirdi diye kendini padişah gibi görmeye başlayan başbakan daha dikkatli olmalı bence. devlet yönetmek, politikacı olmak, kasımpaşada kahvede ağız dalaşı yapmaya benzemez.
Körfez Beko Servis Merkezi
üniversite içindeyim ve nasıl saçma salak işler yapıldığını. kimlerin nasıl kayrılıp merdiven tırmandığını görüyorum. bununla beraber, bir başbakanın sanki cameat toplantısında konuşur gibi, akademik dünyayı aşağılar, küçümser ifadelerle eleştirmesini kabul edemiyorum. bir sürü çürük elmanın olduğu gibi, bir çok saygı duyulası bilim adamını da içeriyor o akademik çevreler. ki bu başarısız bulduğu sistemi değiştirmek kendi elinde iken. kendi burnunu, dolayısıyla siyaseti, bütünüyle bilimsel kurumların içine sokması (bkz: tübitak) buna pek niyeti olduğunu göstermiyor. üniversitelere danışmadan saman altından üniversite yasaları hazırlamak bana pek iyi niyetli bir davranış gelmiyor. yapılmak istenen değişikliklerin üniversitelerin verimli çalışmasını sağlayacak, adil bir akademik ilerlemenin önünü açacak, üniversitelerde özerkliğin artmasını sağlayacak değişikler olması gerekirken, mevcut kadroların tasviye edilip yerine siyasilerin atayacağı kadroların gelmesine yönelik olması haliyle mevcut kadrolardan memnun olmayanları dahi huzursuz ediyor. bana arı kovanına çomak sokuyor gibi geliyor.
Körfez Beko Servis Merkezi
Körfez Arçelik Servis Merkezi
dünyanın en hızlı laf sokan devlet adamı olmaya oynuyor gibi geliyor bana...
hiçbir eleştiriye, muhalefete tahammülü yok...
“muhalif eşittir eski kafalı solcu” mottosundan kurtulamamış bir adam...
biri bir konuda eleştiri mi yaptı, cevap hemen laf çarpıtmak, birilerine şikayet etmek, aklınca laf sokmak ve etrafındaki yalakaların alkışları, bravoları arasında konuyu gümbürtüye getirmek...
Körfez Arçelik Servis Merkezi
ülkemizin yabancı sermaye ve yatırım dahil daha bir çok şeye ihtiyacı var ama ihtiyaçlar keyfiliğin ve hukuksuzluğun mazereti değildir ve olamaz. uğruna methiyeler düzdükleri “demokrasi” şeffaflık gerektirir, ülkeyi otel odalarında pazarlamayı ve bunu eleştirenleri ilk kalemde hemen “ırkçı” olarak suçlamayı değil...
sürekli bir azarlama ve birilerine çatma hali söz konusu recep bey’de. iyi bir hatip olduğu konusunda rivayetler var ama ben çatallı bir ses tonu ile diktatörvari bir uslüpla ona buna veriştiren bir adam görüyorum sadece...
zgarlı havada üşütme riski her zaman vardır...
11 Ekim 2012 Perşembe
Gebze Baymak Servis
mesela son bölümdeki böcek meselesi, ben iskenderin adamları ofise girdiği anda bunlar buraya dinleme cihazı yerleştirirler çaktırmadan diye düşündüm ama dizide öyle bir sahne görmedik. sonradan polat ofisin dinlendiğini ilan etti. kim yerleştirecek o böcekleri tabiki her bölümde elini kolunu sallıya sallıya polatın ofisine,evine girip, arayan iskenderin adamları. lan bunlar lazerle mi dinliyolar burayı diye bağırmadan azcık mantık yürütmek gerekiyor. çünkü artık kvp her detayı izleyiciye direk olarak açıklamıyor biraz düşünmenizi istiyorlar.
son bölümünün daha ilk otuz saniyesini seyredip oha çektiğim dizidir. hani son bölümde herkes birbirine silah çekmişti ya, o an halo'nun bugüne kadar yanlış fikirde olduğunu farkettiği andı güya. çünkü polat herife sıkamasın diye arkadan da biri onun ensesine silah dayamıştı. ama bu bölümün ilk otuz saniyesinde olan ne.. halo hala polat'a sen yanlışsın diyor, ensesindeki namlu da hala kendisini takip ederken hem de..
Gebze Baymak Servis
ben mi yanılıyorum bi yerde anlamıyorum ama dizinin hem karakterleri, hem de seyircisi bu kadar salak yerine konur mu pes yahu..
Gölcük Beko Servisi
keresteleri topluma kazandırma ve kaynaştırarak büyütme eğitiminizin memati konulu dersinde evinizi paylaştığınız hanımla en kısa sürede kaç kere "lan" diyerek konuşulabileceği ve elbette ki "erkek doğurmazsan git geber"e tekabül eden öğreti tekrarlarının verilişini dörtgözle bekleyen izleyicileri mutlu mesut ettiniz. içinden mutlaka manken ölçülerinde olması gereken bir kadınla ev paylaşmayı geçiren, onu nikahına alamayacak kadar sümsük, dışarı çıkınca da kadın namusum diye caka satma konulu yıl sonu ödevinizide dört gözle bekliyoruz.
Gölcük Beko Servisi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)