27 Şubat 2012 Pazartesi
Bellona Halı Modelleri
aslında berbat bir dizidir. ama bir şekilde izlenir. yani demem o ki izlenen bir dizi olması onun berbat olmayacağı anlamına gelmez. çok izlendiği için başarılı bir dizi de denebilir ama yine de berbattır. bu durumda kafalar sanırım şunun için karışık : diziyi çeken yönetmen de benim düşündüğüm-gördüğüm gibi, başarılı olmasına rağmen berbat bir dizi çekiyorum diyor mudur? yani neticede yönetmeninden oyuncusuna kadar hepsi üç aşağı beş yukarı zevk sahibi insanlar olsa gerek. e bu durumda ben berbat olduğunu görüyorum da onlar mı görmüyor? ben uzunca bir zamandır bu dizi hakkında çok rahatsız idim. izlerken (yani azıcık izlerken, çok ta izlemiyorum) kendimi günah işliyormuş gibi hissediyordum. çünkü dizi öyle böyle değil, çok çok kötü. ve ben bu diziyi izlememeliyim, izleyenlere de iki çift B bellona Halı Modelleri lafım olmalı. diyordum ama izliyordum, içimden saydırsam da. sonra bişe oldu, yönetmenin de gerçekleri bildiğini gördüğünü, çok kötü bir dizi çektiğine inandığını düşünmek istedim. öyle düşünüyorum artık. ve i,zlerken vicdanım, niye bilmem artık rahat. iyi mi. bak milletimize kızıyorum ama, yönetmenlerin böyle şeyler çekmesine sebep olacak nitelikte bir toplumuz biz. bunu izleyeceğimizi biliyorlar. ama toplum dediğin bireyden daha çok şeyi ifade etse de, birey somuttur toplum ise soyuttur. toplumu suçlamak demek aslında kimseyi suçlayamıyor olmak demektir. suçlu belli değildir. elin meleketinde "the wire" çekilir bizde "arka sokaklar" arkadaş. kime kızayım ben.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder