mesela ben; teknoloji okuryazarlığı ilkokul düzeyinde, mail atmayı ve chat yapmayı bilmenin ötesine geçmeyen biriyim. 2gb rami olan bilmemkaç çekirdekli bir bilgisayarla, sıradan bir bilgisayar arasındaki tek fark benim için fiyatı olabilir. kullanımı açısından farkları ayırt edemem zira.
ya da diyelim ki; arabalarla hiç ilgilenmemiş, belki kullanmayı bile bilmeyen biriyim. bir maserati ile skoda arasındaki tek fark benim için görüntüsü olacaktır en fazla.
mevzu burda evlenilecek/eğlenilecek kızlarla ilgilenmek ya da bilgi sahibi olmanın ötesinde, böyle bir farkın varlığından haberdar olmak,bunu kabul etmekten ortaya çıkıyor. insan evladı tabi ki kendi menfaatlerini düşünüp, işine yaramasını umarak bir işe koyulur, önce kendini düşünür. ama şunu da unutmamak gerek ki, bir kızı ya da erkeği yüz kişi ister, bir kişi alır. karşınızdaki insanın sizin evlilik kriterlerinize uymaması, menfaatiniz doğrultusunda olmaması o insanın evlenilecek kategorisinde olmadığını göstermez. en fazla "sizin" evlenilecek kategorinizde değildir.
ancak yine göz ardı edilemeyecek bir gerçek var ki; toplum düzeninde şu veya bu şekilde bilincimize yerleşen kalıplar hareketlerimizi etkiler/kısıtlar. her birey dünyayı doğrudan ya da tarafsız anlamak yerine yaşadığı toplumun kendisine kazandırdığı dil ile tanır, yani etrafınızda bu ayrımdan bahseden insanlar varken; ve örneğin bu insanlar sizin evlilik kriterlerinizi gayet iyi karşılayan bir kadına daha önceden "eğlenilecek kız" etiketini yapıştırmışlarsa, ister istemez bu ayrımdan haberdar olur, ve çoğu zaman malesef tercih ettiğiniz kadından vazgeçmeye kadar gidebilen davranışlar sergileyebilirsiniz.
ama işte , toplu bilincin oluşturabileceği bir ayrım değildir bu ; çünkü kadın dediğin duvara sabit bir tablo değil ki önünden geçen herkes aynı şeyi görsün!
"eğlenilecek kız" kategorisini (!) aşağılayan, diğerini yücelten konuşmalar, işe kategorize edilenler tarafından bakan biri olarak belirtmeliyim ki yalnızca kadınları rol yapmaya, isteklerini bastırmaya, boşvermeye, nihayetinde mutsuzluğa sürüklemekten başka işe yaramıyor. sonra bu mutsuz kadınlar anne olup, maruz kaldıkları baskıların etkisinde mutsuz çocuklar yetiştiyorlar... sonuç ortada.
böyle bir farkı yaratanın ancak ve ancak evlenmeyi isteyen kız- evlenmeyi istemeyen,düşünmeyen ya da istediğini göstermek istemeyen kız arasında oluşabileceğini, diğer bildiklerinizin yalnızca ataerkil genellemeler olduğunu lütfen unutmayın.üzmeyin, üzülmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder