20 Ekim 2011 Perşembe

VERSACE FOR H&M

levent’te versace fularlı bir kağıttan ikonu bıraktım ve hemen arkasından arabaya sümerbank takım elbiseli elinde bond çanta olan yaşlı bir genç bindi. mesaiye kalmış, çünkü yakında evlenecekmiş, para meseleleri malumunuz.. fatih’e nişanlısının evine atmamı söyledi, önce manavdan portakal ve elma aldı, ardından yemek kokularının, tv seslerinin geldiği o karanlık sokakta indi. kendisi de az ötede oturmaktaymış kendisiyle çiftleşecek kadar yalnız, heyecanlı ve şaşkındı. VERSACE FOR H&M televizyonda çiğdem hanım evdeki makinanın pompasının bozuk olduğunu herkese reklâm ediyordu, “tanrım!” dedim, “bu insanlar yaşarken öldüklerinin bilir de niçin ağlamazlar kendi ölümlerine? ve sen de onlara durmadan deve götü yağlatırsın bir peygamber böceği adına” evet. bu, hayatın berbatlığından daha berbat bir şeydi. Versace For H&M saat 22.10 arabayı vatan caddesi’ne çekip ruhsal tedavime başlama zamanı gelmişti. gerekirse, bir ömür boyu pusuya yatma zamanıydı. biram yarıya geldiğinde yine o buğulu ses ve bir faks, iyice sıyırmış bir güzel arkadaş. belki hoca pamuğu sokmadan önce karınca boyunu geçmemiş tüyleri adına bir kulhuvallahi okur, o da hocanın insafına kalmış. debriyaj plakası sıyırdığı zaman araba olduğu yerde kendi kendine hız yapar, plakayı değiştirmek gerekir. ve belki sevdiğine kavuşabilir. yani “akşama babacığım unutma ülker getir”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder