31 Mart 2012 Cumartesi
Çankaya Vaillant Servisi
satırlarını okurken sabah saat 7.30'du ve ben motorla karaköy'e geçmiş, inmek üzereydim. eflatun'un 42 sayfa boyunca sofuayyaş mahallesinden kalkıp, yüzünde gülümseme, kulaklarında kendini çağıran ıslıkla sultanahmet'ten divanyoluna yürüyüşü, oradan çemberlitaşa varışı, eminönüne inmesi ve kayıkla karaköye geçip galataya geçmesini henüz okumuştum. karşımda galata duruyordu tüm eskiliğiyle. ve eflatunun o tüm saflığıyla başladığı arayışının neticesine nihayet ulaşması beni çok mutlu etti. sanki çok sevdiğim birinin sevinmesine sevinir gibi sevindim. yine ihsan oktay anar, içinde kendimi unutacağım bir masal daha yazmış diye düşündüm. suskunlar böyle bir masal işte, içinde kendinizi unutacağınız, okurken kulaklarınızda sürekli bir müzik çaldıran bir kitap
Çankaya Vaillant Servisi
Batıkent Ariston Servisi
fazla uzatmadan; başka hiç bir yazarın kitaplarını "aman bitmesin... azar azar okuyayım birkaç gün daha sürsün lezzeti... şu on sayfayı bir daha okuyayım da sindireyim bünyeye." hissiyatıyla okumadım şahsen. kendimce kararlar aldım ustanın bir sonraki kitabını okumadan önce o aralar okuma ihtimalim olabilecek kitapları bir şekilde temin edip okuyacağım peşin peşin.
eflatun'un kalbi güm güm atıyordu. ismail dede'ye büyük bir heyacanla, "merakımı affedin efendim" dedi. "ama bu tap tap sedalarının eşliğindeki, o muhteşem ses hangi sazdan geliyor?"
ismail dede gülerek cevap verdi:
Batıkent Ariston Servisi
"o saz neydir. ne o? beğendin mi yoksa?"
işte o anda, eflatun bu sazı öğrenmek için içinden yemin etti.
çünkü seneler boyunca kulaklarından eksilmeyen o ses, aslında ney sesi idi!
Bosch Ümraniye Servisi
diğer bir ihsan oktay anar şaheseri puslu kıtalar atlası gibi okuma alışkanlığını sekteye uğratan kitap. adam uzun bi zaman kitap okuyamıyor aynı lezzeti bulamayacağının bilinciyle. başlanan her kitap dünyanın en maharetli elinden çıkmış yemeği yedikten sonraki öğünde bisküviyle karın doyuruyormuş hissi veriyor. geçiş dönemini atlatmak, kitabın kendisini bir kaç kez okumakla kolaylaşabiliyor. usta her zamanki gibi geniş tarih bilgisi ve dil kıvraklığını konuşturmuş kitapta. kitap boyunca diğer eserlerde görmediğimiz oranda mizaha yer vermiş, özellikle ilk bölümlerde incelikli, naif esprilerle gülümsetmiş.
uzun ihsan efendi kusursuzluğu yakalamak için mi hikayesine tashih hatalarını yerleştirdi... müzik ile ilgili teknik verilerde yanlışlıklar vardı, yoktu... abdest öyle alınmaz aslında... tartışmalarını anladım da hikayeyi dinler tarihi referanslarıyla yorumlama kaygısını anlamadım pek. lost'dan edinilen bir alışkanlık mıdır nedir?
Bosch Ümraniye Servisi
Fatih Eca Kombi Servisi
bir kusurluk imzam olsa sonuna atmak isteyeceğim eserlerden biridir.
mehter takımının heybetiyle açar ağzını, bir sihirli ayna karşısında karakterlerin akıbetine nokta koyar.
kelimeleri musiki büyüsüne soka-çıkara yazılan her satırda kafamda uzun bir ney nefesi, yüzümün ince bir tebessümünde gözlerim dolu dolu...
Fatih Eca Kombi Servisi
bu kadar ilahi bir aşka inancım olsa da erişebilsem isteğiyle yanıp tutuşurken ben, cüce alessandro perevelli'nin hırsına mı kızsam, davutun aşkına mı yansam, veysel'in veremine mi ağlasam bilemeden okuması rüya gibi gelip geçen satırların seması döner elimde.
Baymak Çayyolu Servisi
kitabın ve öykünün, bu zorlama cümleyeharcanan vakit kadarının harcanmadığının neye dayanarak söylendiğini merak ediyorum. sevgili ihsan oktay anar, bilgiye sahip olmanın yanı sıra, bu bilgiyi kullanma ve kurgu konusunda da ne denli yetkin olduğunu bize her defasında yeniden göstermektedir. onun kitabına hayat verirken kurguladığı olayları anlamak için (daha iyi anlamak, ikinci ve üçüncü anlamlarını algılamak ve sembolleri okuyabilmek için diyelim) biraz din bilgisi, edebiyat bilgisi, felsefe bilgisi, biraz da tarih bilgisi gerekir. sevgili anar, öykülerini bu dünyalar içinde, çoğu zaman matematikle de harmanlayıp okuyucuya sunar. yazılanların adresini bulması için biraz okuyucu çabası şarttır. öyle hazırlop bir okur, uzun ihsan efendi’nin dediklerinin yüzde birini anlıyorsa kendini şanslı saysın derim.
Baymak Çayyolu Servisi
sevgili dagny taggart, yaşadığı hayal kırıklığının biraz kendisinden kaynaklandığını bu sayede öğrenmiştir sanıyorum. bunun da, hayal kırıklığının bir kısmını(en azından uzun ihsan efendi’nin payına düşen tarafını) tamir edebileceği beklentisi içindeyim.yok hayır diyerek diretiyorsa, bundan sonraki anar eserlerinin arka kapağıyla yetinebilir gördüğüm kadarıyla. “ona ne gerek var, bu niye yazılmış”larla hareket ederse, ilerice çok iyi bir prospektüs yazarı olabilir. fakat kendisini suçlamıyorum. özetin özetini çıkarmak üstüne kurulu eğitim sistemimizin suçu hepsi. bu kadar da olmaz ki ama.
30 Mart 2012 Cuma
Osmaniye Samsung Servisi
sıkıldım off play off...
biraz ara verdim on tuşuma basıp devam edeyim. decoderim yok yayın problemim var, pek değerli
bir marka da sayılmam reklamları hemen geçeyim sadede geleyim. kendi halinde yazılar yazmakla
meşgulüm ve benden tarafsız olmam bekleniyor. ama ben de söyleyenler ve de söyleyemeyenler
kadar taraftarım. seviyorum ne yapayım? barcelona - r. madrid maçında ağlayan, totti'nin başı
yarılınca canı acıyan, beşiktaş tribününde arkadaşlarıyla maç izleyen, ama rengi belli iyot gibi açıkta
bir fenerbahçeliyim.
Osmaniye Samsung Servisi
tüm fenerbahçeliler gibi cas'tan çıkan şampiyonlar ligi kararı beni de şaşırtmadı. tff ve uefa'nın
cas'ta devam eden asıl dava ile ilgili ortak hareket etmesi de şaşırtmadı. zaten baştan beri aynı
şarkıyı söylüyorlar. uefa şarkıyı yazdı, single türkiye'de çıktı. eh ft. yapılması kaçınılmazdı. italya,
yunanistan, isviçre, arap ve rus sermayeli ingiltere'nin katılımıyla ep formatına doğru giderken bizim
remixin adı club ama kendi alaturka. şaka bir tarafa sağlıklı kararlar alınmaz ise 2012 uefa kriterlerini
de karşımıza koyar bizi doğru asya ligine postalarlar.
para, para, para...'
bu işlerin acısını en çok taraftarın çekeceğini bilecek kadar hukuktan, ekonomiden, siyasetten,
sosyolojiden anlayanlar azıcık cesaret. yoksa bu işin sonu toptan esaret. izlediğimiz şey 3 perdelik
komedi ama trajedisinin dozu epey kaçtı. hele bu gün yargı kararı bile olsa sezon sonuna kadar
kimseyi düşürmeyizi duyduk ya, napolyon'a selam durdum para para para dediği için. havada uçuşan
tozu bile altın değerinde fenerbahçe2nin etinden ve sütünden yararlanmaya ama fenerbahçeliyi
yaralamaya devam öyle mi? ligin sonu gelince karar verdiğinde kaybedilecek 2 yılı mı, yoksa zaman
aşımını mı hesap ediyorsun ey tff?
biri dereağzı'nda, diğeri dereiçi'nde iki kule, yanan göz ise tepemizde her yerde bizi gözetliyor. kim
ak kim kara yakında çıkacak ortaya. 19 maçta 3 futbolcu ve 1 takımla yapılmış şike ve teşvik eylemini
bir matematiğe oturtmak için, hazır alışmışken cramer'in ruhunu çağırsak gene işin içinden çıkamayız.
açın şu gizli dosyaların kilidini hepimiz rahatlayalım. ortada suç varsa cezası elbette çekilir, ama
zamana yayılarak yapılan eziyetin karşılığını cas'tan çıkacak olumlu karar bile ödeyemez. çünkü bir
spor kulübü bina, sporcu, yönetici demek değildir. asıl en büyük varlığı şu an en büyük acıyı çeken
karşılıksız sevenleridir.
Osmaniye Demirdöküm Servisi
hakkında bu gün böyle bir yazı yazılan kulüp.
cas'ıyoruz! tff ft. uefa (club remix)
10 eylül 2011
kulüplerin hazırlıkları bitti, geçen seneden hazır kulüp fenerbahçe'nin lugano'su, santos'u, niang'ı
gitti ve özerk türkiye futbol federasyonu kurdeleyi kesti. temiz lig başlıyor.
Osmaniye Demirdöküm Servisi
açılış konuşması şerefine, icraatın içinden formatındaki yayınla mehmet ali aydınlar nail oldu.
prompter'a daha alışmamış ama bindiği geminin tayfası olmayı başarmış "tek" adam kendisi. testiyi
kırmadan tokadı atmayı, dört bir taraf musibetken nasihat etmeyi ihmal etmeyen ak saçlı başkan,
bu lig böyle gidecek, sezon sonuna kadar hiçbir kulüp düşmeyecek dedi. cevap hakkımızı kullanırsak
diyeceğimiz tek şey "siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz' olur.
ligi tescil ettiniz, öz federasyondan tescilli şampiyonun kanaat notunu kırıp şampiyonlar ligi'ne
göndermeyip haklarından mahrum ettiniz, şimdi de düşürmem ligimde oynayacaksın diyorsunuz.
diğer taraftan aynı soruşturmada şüpheli konumundaki 2 kulübü de onlar iyi çocuk, seslerini
çıkarmadılar kontenjanından avrupa'ya gönderebiliyorsunuz.
dosyalar gizli ama uefa çok hisli. hissediyor bir şey var. platini "fenerbahçe'nin başkanı nerede"
diye soruyor, gelmesi icap eden yanıt "beşiktaş as başkanının olduğu yerde" olması gerekirken
susabiliyorsunuz. herkesten de susmasını bekliyorsunuz. ligleri başlatıp topu santraya koyunca iş
bitmiyor. işte yanıldığınız nokta da bu.
artık ışığın kırılmasıyla göze yansıdığı gibi değil renkler, gözünü çıkardınız çünkü. önce 5 ağustos'ta
ligler başlayacak dediniz, sonra yok başlamayacak. bu arada fenerbahçe'den gidenler oldu, başka
takımlar da aralarında al gülüm ver gülüm yaptılar. fenerbahçeliler yabancı oyuncularını kahraman
gibi uğurlarken, diğer takımlar bir sürü taş atıp ürkütebildikleri kuşları avrupa'dan transfer ettiler.
oysa ne starların adı geçmişti değil mi? haklı olarak belirsizliğe mahkum olmak istememişlerdir.
madem şampiyon ve kupa sahibi belli süper kupa'yı niye oynatmıyorsunuz? beşiktaş kazanırsa
iade eder, fenerbahçe kazanırsa bir isteyen çıkar elbet. herkes için her şey sıradan zamanlardaymış
gibi devam ediyor, fenerbahçe küme düşsün mü düşmesin mi, gitsin mi gitmesin mi diye
konuşuyorsunuz. hayatta tek başına yapılan şeyler var, ama şike ve teşvik bunlardan biri değil.
Osmaniye Vestel Servisi
başlıkta yazan yazarların düşüncelerine göre akp hükümetinin faşist hukukunun yılmaz kılıcı, helikopter ihalecisi ve badem bıyıklı platini tarafından şampiyonlar ligine de şike dolayısıyla alınmamış kulüp. alınmadığı gibi neden diğerleri alınıyor sorusuna "kanıtlar dökülünce neden sadece fenerbahçe'nin alınmadığını göreceksiniz diye açıklama da yapmış kendisi. bunun da ötesinde futbol konusunda en yetkili mahkeme olan cas da itirazını reddetmiştir. işte öyle bir faşist akp hukuku var, yoksa fenerbahçe masumdur.
Osmaniye Vestel Servisi
işin siyasetiyle ilgilenmeyen emniyet şike tespit edildiğini söyledi, fanatik fenerbahçeli federasyon başkanı "şike kanaatine vardık" dedi, türkiye'deki politik güçleri zerre sallamayan bağımsız uefa "şike var bu takımı almayın" dedi, en son bizzat platini "fenerin neden alınmadığını göreceksiniz" dedi. ama bunlara rağmen kafasız fanatik taraftarlarca hala masum, bunların hepsi faşist siiyasi komploya kurban gittiği ilan ediliyor bu takımın.
3 aydır federasyon yönetimi fenerbahçe'yi korumak için elinden geleni yapıyor, (suç zaten kesin olarak bilindiği ve inkar edilemeyeceği için) yasa değişikliği talep ediyor, cezayı hafifletip eksi puanla başlatmaya ama buna rağmen şampiyonluk şansı vermeye çalışıp bir tarafından play-off sistemi uyduruyor, kararı erteleyip tozun dumanın dinip unutulmasını bekliyor, uefa'ya çaktırmamaya çalışıyor, dini imanı para olmuş kulüpler de (haysiyetini kaybetmemiş tek bir kulübün dışında) oldu bittiye getirmeye, takımın cezasını çekmemesi için elinden geleni yapmaya çalışıyor. ama sorsanız play off sistemi de tesadüf, yasanın değiştirilip ceza hafifliğinin bu ana denk gelmesi de.
herkes fenerbahçe'nin kayıplarından bahsediyor, ama bunca zaman şikeyle, hileyle, dolandırıcılıkla elde ettiği fazladan gelirleri konuşan yok, o arada bu hile ve şike yüzünden o gelirlerden olan diğer kulüpleri ve onların kayıplarını konuşan yok. herkes bu skandalların ve fenerbahçe'nin küme düşmesinin türk futbolunun değerini düşüreceğini söylüyor ama fenerbahçe'nin bu şike yaparak bu marka değerini, imajı ne kadar düşürdüğünü konuşan da yok.
Osmaniye Bosch Servisi
anlayamayanlar için milyonuncu defa gelsin:
bu takımın taraftarı yanlış iş yapan yöneticisini savunmuyor. bu takımın taraftarı takımına haksızlık yapıldığını, yöneticilerinin yanlış bir iş yapmadığını, akp döneminde ortaya çıkan faşist hukukun fenerbahçe'yi hedef aldığını iddia ediyor. ayrıca bir fenerbahçeli de duymadım ki "şike yaptık ama ligde kalalım" desin. konuştuğum, okuduğum, dinlediğim bütün fenerbahçeliler + fenerbahçeli oyuncular + yöneticiler + teknik direktör der ki: suçsuzuz. eğer suçluysak küme düşürün. eğer şl'ne göndermiyorsanız neden küme düşürmüyorsunuz?
Osmaniye Bosch Servisi
yani her gün fenerbahçe hakkında "nasıl şikeyi savunuyorlar anlamıyorum" mealinde 500 tane entry yazmadan önce fenerbahçelilerin ne düşündüğünü bir araştırsak çok güzel sonuçlara ulaşabiliriz.
bu da sana uzun gelebilir, o yüzden özet: kimse "fenerbahçe şike yaptı ama olsun" demiyor, "fenerbahçe şike yapmadı" diyor. aradaki farkı anlamak bu kadar zor olmamalı.
Osmaniye Beko Servisi
umarım bir an önce küme düşeriz sevgili kulübüm...
artık aklansan da hiçbir şey ifade etmeyecek çünkü.
başından beri insanca yargılanalım, sonra ister asın ister kesin dedik ama olmadı.
balbaylar, nedim şenerler, ahmet şıklar tutuklandığında masumiyet karinesinden dem vurup tutuklu yargılamaya tepki gösterenler, konu sen olunca trt-zaman-taraf-star-yeni şafakla aynı safta yer aldılar.
özel yetkili mahkemeleri dgm'ye benzetenler şimdi özel yetkili savcıları adaletin sesi olarak görüyorlar.
imamın ordusu denen emniyete de methiyeler düzülmekte.
Osmaniye Beko Servisi
birkaç ay önce arda'nın uçkurundan reyting sağlamaya çalışanlar, bugünlerde tutuklu başkanının arkasından atıp tutarak temiz futbolun sarsılmaz savunucusu oldu.
dediğim gibi umarım bir an önce alt ligden başlarız mücadeleye; çünkü ben bu kabir azabından bıktım sarı kanaryam.
dert çekelim ama laf çekmeyelim artık...diğer takım taraftarları hakkında kötü yorum yapınca çok çok çok, öyle çok ki anlatamam, çok üzülen taraftara sahip takımdır. o kadar üzülüyorum ki sayın galatasaraylılar, beşiktaşlılar ve trabzonlular, kelimeler kifayetsiz. nah şuramda (boğazımı gösteriyorum) bir şey düğümlendi aşağı gitmiyor. xd lol
Osmaniye Arçelik Servisi
şike soruşturmasıyla taraftarının azalmayacağını, artacağını söylemek ancak şike soruşturmasından fenerbahçenin aklanarak çıkması şartıyla gerçekleşecek bir önermedir. olur da soruşturma sonunda fenerbahçe suça dahil olduğu ispatlanırsa (samimi temennim bunun gerçekleşmemesi yönünde) klübün alacağı cezalar(1-küme düşürme, 2-2010-11 sezonunda dair tüm maddi ödüllerin geri alınması ki buna alınan puan başına verilen para da dahil) günümüz rekabet koşullarında herhangi büyük bir klübün kısa sürede toparlanıp tekrar sportif başarıyı yakalamasını güçleştirecek bir konum oluşturacaktır.
Osmaniye Arçelik Servisi
sportif başarının da yeni taraftar kazanma sürecinde çok belirgin bir etken olduğu genel kabuldür. beşiktaş ın gordon milne li maf lı yılları, galatasaray ın fatih terim, hagi ve hakan şükür lü süreçleri mevzu bahis takım taraftar sayılarının arttığı dönemlerdir.
ikinci husus ise şike yaptığı tescil edilmesi yüzyılllık tarihe vurulacak kara bir lekedir ve şike yaptığı resmileşmiş bir klübe yeni taraftar bulmak da çok mümkün olmayacaktır.
fenerbahçeli tüm dostlara sabır diliyorum, çok zor bir süreçten geçiyorlar, aynı şeyin benim takımımın başına geldiğini düşünmek bile kötü hissettiriyor, allah yardımcıları olsun.tff nin şark kurnazı kaypak oyunlarıyla değil alınlarının akıyla temize çıkmalarını gönülden dilerim.
Bosch Ümraniye Servisi
herhalde bugüne dek sanatın pek çok dalına tema edildi bu kurum, çekiştirilecek, övülecek çok fazla tarafı var ne de olsa. bunlardan biri de kreutzer sonat'tır mesela, bu kitabı okumuş pek çok kişi, kitabın tolstoy'un meşhur ahlakçılığının en bariz örneği olduğunu, kitapta bahsedilen evliliğin günümüz evlilikleriyle alakası olmadığını, o yüzden kitabın güncelliğini yitirdiğini filan söylerler. bu tez doğru olsa idi tolstoy'un dehasından söz edemezdik. deha zamanın üstünde bir kavramdır, böyle tanımlanan sanatçıların eserleri zaman aşımına uğramaz. leonardo'nun çizdiği bir uçak bugün üretilmeyecektir ama uçan araçlara her zaman ihtiyacımız olacak, bunları hayal edecek ve içinde bulunduğumuz şartlara uygun dizaynları çıkaracağız. evlilikte olduğu gibi. evlilik de yaşayabilmek için yeniden üretilmeye ihtiyaç duyan bir kurum. en basit tanımıyla, iki insan arasındaki duygusal ve seksüel ilişkinin legalize edilmesi ile kalsa bugün çoktan geçerliliğini yitirmiş olması gerekirdi. ama evlilik kurumu ayaktadır. boşanmaların artmış olması, aldatan eşlerin sayısının çoğalması vs evlilik kurumunun çöktüğünün değil, hala ayakta olduğunun delilleridir. tüm kurumlar gibi ayakta kalması için gerekeni yapar, kendi bürokrasisi ve geleneği vardır. yeniliklere açık olmaya çalışır, taşıdığı anlamları çoğaltarak ayakta kalır. bir ilişkinin kurumsallaşması, ilişkiyi yaşayan iki kişi ve çevrelerindeki insanların tümünü ilgilendiren bir durumdur. evlilik ilişkide olduğu gibi sadece esas iki kişiyi bağlamaz.
Bosch Ümraniye Servisi
Arçelik Ümraniye Beyaz Eşya Servisi
daha onceleri hoslandiginiz kizin evlenmesi durumunda insana sanki geride kalmislik ve hala cocukmussun da o cok buyumus duygusu veren kurum; garip. kizla karsilasmayali en az 5-6 yil olmustur. ben, kizi zor tanidim; o, beni belki tanidi formatinda bir yakinlik olmasaydi. "ohaaa! evleniyo musun! nasil cesaret ediyosun? inanc yuruyusu*gibi bir sey bu, ya yol yoksa? vs." tarzi sorular sormak isterdim.
hayir, geceleri yatakta dugunumu falan hayal ettigimden mutevellit bir his degil bu. basbayagi evlilik denen canavarin insani hayatta farkli bir bolgeye savurmasindan belki de bir ust seviyeye tasimasindandir. en azindan bana oyle gorunuyor simdilik. ezik miyim, neyim!
Arçelik Ümraniye Beyaz Eşya Servisi
Arçelik Bostancı Servisi
3- mal ayriligi anla$masi: evli degilken zaten o pek kiymetli mallariniz (yasal olarak) ortak degil, mal misiniz?
4- (kadinlar icin) soyadini degi$tirme/adini uzatma hakki(!): son donemde evlenen cogu "modern" kadin gibi 'ne yardan ne serden' kizlik soyadinizi bir nevi ikinci isim olarak kullanabilir, isminize durduk yere +1 ekleyebilirsiniz (cekici gelmedigini umuyorum)
Arçelik Bostancı Servisi
5- muhtelif yasal kolayliklar: bahsedilen yasal kolayliklar cogunlukla mevcut sigortayi (elektrik degil) ortak kullanma, vergi iadesi zarfi hazirlarken iki isme de duzenlenmi$ fi$leri kullanabilme gibi fevkalade maddi tabanli oldugundan, butcenizde gerekli ayarlamayi yapmaniz halinde bunlar da cekiciligini yitirmektedir.
ha, muhte$em sevgiliniz ile uremek gibi bir planiniz varsa, mevcut yasalarda evlilik mantikli olmasa bile yer yer gerekli olabiliyor maalesef. ve fakat onun da sorumlusu ben olmadigimdan, evlilik konusunda soylediklerim hala gecerli.
not: kimseye evlenmeyin diyor degilim, istiyorsaniz evlenin. yeter ki ortaya cikip da kuyrugu kesik tilki misali 'ama evlilik cok super bir kurum? bir o kadar da kutsal?" diye zirvalamayin.
29 Mart 2012 Perşembe
kapı süsleri
insanların tüm ruh hallerini, gün içerisinde yaptıklarını, duyduklarını, söylediklerini, kendilerine söylenenleri, bulundukları yerleri, dişlerini fırçalamaktan yatağa girene kadarki, olağan olsun olmasın her şeyi yazılı olarak tanıdıkları, gördükleri, samimi oldukları, olmadıkları kişilerle paylaştığı bir adet paylaşım sitesi. gördüğüm en büyük saçmalıklardan biri. içerisinde yer alan arkadaşlardan zamanla tuvalete donlarını indirerek girişini anlatma girişimini görmeden - ki yeni uyandım ibaresini de bununla eş değerde gördüğümü de belirterek- uzaklaşmak isteği uyandırır. bu hesabı kullanan arkadaşlarımı bana gösterdiği için tüm dürtülerime kedi canını senin deyip öpücüklerimi yolluyorum.
kapı süsleri
ahşap boyama nasıl yapılır
sorunu hala devam ediyor sanırım. yine hesabımı kapatamıyorum ama bir şey de yazamıyorum, yazılanları da göremiyorum, takip ettiğim insanlar ve beni takip edenleri de göremiyorum. hayır acaba hesabımı kapattım mı diye düşüyorum, öyle olsa hiç giremem heralde. oğlum ne boktan bir site bu ya.
ahşap boyama nasıl yapılır
sunucularının google veya facebook sunucularından ne eksiği olduğunu merak ettiğim site.
tamam bunlar da arada sırada mala bağlıyor ama kardeşim yaptığın iş de 140 karakteri işlemek en nihayetinde. bu belki de facebook'un işlem yoğunluğunun onbinde biri gibi bir şeydir. belki de değildir bilemiyorum ama ne zaman girmeye çalışsam sıçmış oluyorsun. nedir yani senin sorunun, he sorunun nedir.
masa örtüsü modelleri
türk kullanıcılarına toptan "noolur artık tespit yapmayın" mesajını göndermenin gün geçtikçe daha fazla gereklilik kazandığı platform. arkadaş yeter yaa. yeminle sizin sosyolojik, antropolojik, teknolojik, romantik artık ne türden yapıyorsanız tespitlerinizden gına geldi. ekran karşısında facepalm yapmaktan alerji oldum. yapmayın lan. yalvarıyorum yapmayın.
masa örtüsü modelleri
eğer düzgün kullanmayı bilirseniz, dünyanın en sağlam bilgi kaynağına dönüşebiliyor bir anda. özellikle mısır ve tunus'ta oluşan örgütlenmeler, şu an cezayir ve iran'da yaygın kullanımı, gücünü açıkça gösteriyor. ha bu kadar ciddiyet bana göre değil kardeş, ben eğlenmek için giriyorum diyorsanız da harika seçenekler var. danny devito var mesela. troll foot olayı hayatımda gördüğüm en absürd şeylerden biridir belki de.
ha ancak şu türk tespitçiler olayı ciddi anlamda baymış durumda artık. meğer içimizde ne cem yılmaz'lar, umut sarıkayalar varmış ta haberimiz yokmuş. 140 karakterle en fazla bu kadar saçmalanabilir sanırım.
masa örtüsü
bugün 3. gündür, tivit atarken "sorry! we did something wrong. try sending your tweet again in a minute" mesajıyla karşı karşıya kaldığım sitedir. bir şey yazıp tivit atarken böyle mesaj çıkıyor ama tumblr üzerinden paylaştıklarım tivit olarak gelmeye devam ediyor. var bi' saçmalık ama, hadi bakalım.
bir organizasyon için ulaşmam gereken ünlü bir şahsiyete ajanstır vs'dir sürünmeden tek mesajda ulaşabilmemi ve kontağa geçmemi sağlamış oluşum. şimdi ben bunu sevmeyeyim de neyi seveyim allah aşkına? facebookmuş, friendfeedmiş götümü yesin hepsi.
tunus ve mısır devrimi sırasında rüştünü ispatlamış, görevini fazlası ile yerine getirmiştir. şu ara iran, yemen, cezayir, bahreyn, libya var twitter'da.
masa örtüsü
devrimlerin, halk hareketlerinin liderleri, protestocular, aktivistler, basın ve çok büyük olasılıkla bu devrimlerle birebir ilgili ülke casuslarınca çok verimli kullanıldığı, takip edildiği aşikar. bu işlere meraklı biz sade vatandaşlar da anlık takiplerle tv ve gazetelerden önce vakıf olduk, oluyoruz olana bitene; daha ne olsun?
böyle şeyleri düşünüp yapanları seviyorum. bu twitter cıvıtır diye bir şey yok. cıvıtmak isteyenler var.
somya
haber mecrasını yerle bir etmiştir, dünya da ne olup ne bitiyor anında öğreniyoruz, bir anlamda globalizasyonun somut simgesi olmuştur.
mısırda olanlar hakkında türkiye'deki bütün haber ajansları ve kanallarından daha çok şey bildiğime eminim. bunun tek sebebi de #egypt dir bu kadar.
haberin ulaşım hızı ışık hızını aştı yeminlen. ntv bir olayı verdiğinde ben "ohoooo üsküdar'da sabah oldu yavrım" diyorum içimden. bunun farkında olan bir ben miyim yoksa aşırı mı heyecanlanıyorum bilmiyorum. asıl devrim bu lan.erişebildikçe olanlar hakkında bilgi veriyor.
somya
bunun dışında da 30 saniyede bir vecize zıçtığını zanneten, deli aforizmalar oluşturmuş da halka arz ediyormuş gibi bişiler yazan ve de komikgillerden olduğu hissiyatına kapılan bir sürü insan var. şimdi de; tweetlerimiz çalınıyor, tüü ayıp, ay bir de içinde rakam olan tweetlerin rakamlarını falan değiştirip kendilerininmiş gibi yazıyorlar, bir tweetin sonunda gereksiz ":)" gülümsemeler olduğunda bilin ki çalıntıdır.. viki viki gibi uyarılarla halkı bilgilendirmeye başladı bir kesim twitter ünlüleri.
erkek yelek modelleri
help sayfaları şirinler'deki eylemlerin ve isimlerin yüzde ellisinin "şirin" kelimesine dönüştüğü konuşmaları hatırlatıyor:
"how can i see who retweeted my tweets in new twitter?
erkek yelek modelleri
easy, just click on 'your tweets, retweeted' in the retweets tab, then click on the tweet! the details pane will load to the right of the tweet, complete with a tiled list of users who recently retweeted your tweet and the total number of times the tweet has been retweeted."geçenlerde bir arkadaşımın ısrarına dayanamayıp bir adet üyelik aldığım site fakat hala nasıl kullanılıyor henüz çözemedim. hal böyle olunca da giresin gelmiyor, alışmak, ısınmak lazım. bir ara bir haftasonu olsun, pazar günüm olsun, kendisiyle birlikte öldürmeyi planlıyorum.
maşalı saç modelleri
tam bir gaf makinasına dönmüştür. gazeteci, sporcu, siyasetçi, şarkıcı v.b toplumca bilinen insanların ekranlar karşısındaki görece düzgün ve soğukkanlı duruşlarını klavye önünde nasıl kaybedebileceklerini gösteren, bir anlamda iç yüzlerine ortaya çıkaran sosyal platformdur. sırf bu sebepten insanlığa faydası büyüktür.
maşalı saç modelleri
genç kızlarımızın azımsanmayacak ve mümkünse anımsanmayacak bir kısmının yine "gider" temalı özlü sözlerini sıçmak için kullandığı site. beni çekemeyen anten taksın+ tarifesi yani. habire posta, aman bir tarz konuşayım, herkese gider yapayım hayata isyan modumu şeedeyim temalı. elinden geleni yaptın şimdi ayağından geleni yap ve git. bu mu amk tıvitır?
abiye saç modelleri
16 bin küsürlü takipçisi bulunan yılmaz morgülün -kıllık yapanı agdalarlar- twitini gördükten sonra iyice soğuduğum sitedir. şu günlerde en verimli kullanimi 06imelikgökçek gerşekleştirmektedir. sagolsun anayasayfamda aradığımı bulamamakla birlikte yazdıklarını takip edeyim derken geçici beyin travmaları yaşıyorum.
abiye saç modelleri
uzun zamandır kullanmama rağmen son 1 haftadır melih gökçek'i follow etmem itibariyle zatı muhteremleri tarafından ırzına geçilmiş bir anasayfaya sahip olduğum sosyal paylaşım alanı. hayır merak da ediyorum yine neler saçmalayacak diye unfollow da edemiyorum ama adam kendisine gelen her tweeti rt edip sonrada cevabını yazıyo ve bunu günde 50 defa falan yapıyor, twitter'ı geni kitlelere yayıp karşılığında ankara belediyesi üzerinden bir ihale falan mı aldı acaba diye düşünmeden edemiyor insan. araştırmak lazım twitterin genel merkezinin olduğu yerlerde alt geçit, şelale, fıskiye yapmaya uygun mekanlar var mı diye? valla bir gecede alt geçiti kondurup üstüne de o gece yazdığı tweet sayısını alt geçite verir bu arkadaş: 50 tweet alt geçiti.
leopar desenli elbiseler
mizah dergisi yazarlarının o haftaki dergi daha çıkmadan köşelerinden alıntılar yapması ivedilikle yasaklanması lazım. ben seni, alacağım dergide yazacaklarını önceden twitter'dan okuyayım diye eklemedim ki. sen yap yine tespitini. ver aforizmayı ama hobi olarak ver.
leopar desenli elbiseler
acayip bir tivit hırsızlığı var burada. ben tivitiye çok hakim ve ona sempati duyan birisi değilim ama benim bile dikkatimi çekti. nasıl itici, nasıl iğrenç. adam direkt kopyalıyor tiviti. ben yazdım diye geçiniyor. işte yıllarca reklamcılar, senaryo yazarları bile birebir alıp metinleri uyarlama değil alın teri diye yazdılar. bunlar niye yapmasın. sonuçta bir ''sanat eseri kanunu''na tabi değil. ama cidden çok acınası. allah böyleleriyle aynı ortamda bulunmak ve bir şey ''üretmek''zorunda bırakmasın kimseyi
bebek elbise modelleri
hakkında az bilinen ya da bilinmeyen bazı enteresan bilgiler: http://goo.gl/drsjd
* twitter'da yazılan 10.000.000.000. (10 milyar :)) tweet 2010 yılının mart ayında yazıldı. fakat yazarın hesabı “private” olduğu yani sadece izin verdiği takipçiler tarafından görülebildiği için ne yazdığını hiçbir zaman öğrenemedik. on milyarıncı mesajın büyük gizemi.
* ilk tweet 21 mart 2006'da yazıldı ama resmi açılışı 2006'nın temmuz ayında yapıldı.
bebek elbise modelleri
* başlangıçta, flickr'dan esinlenerek adının “twttr” olması planlamıştı. (ekran görüntüsünde yazılan ilk tweet ve sitenin adının ilk hali var)
* uzaydan gönderilen ilk tweet'in tarihi 22 ocak 2010. mesajın sahibi ise uluslararası uzay istasyonu'nda görev yapan tj creamer (@astro_tj).
* twitter ilk açıldığında “@” kullanarak yanıt yazma özelliğine sahip değildi. kullanıcıların bu şekilde birbirilerini yanıtladığı görülünce resmi bir özellik haline getirildi.
* twitter'ın ziyaretçi trafiğinin sadece %25'i twitter.com üzerinden geliyor.
ev dekorasyon örnekleri
nasıl oluyor da bu kadar okumuş yazmış, aklı başında insanı cezbediyor anlayabilmiş değilim. insan düşüncelerini, hislerini paylaşmak istiyorsa niçin bu kadar kısıtlı bir alanı tercih eder ki? hayata veya içinde yaşamış olduğumuz topluma dair yapılan bir tespiti belirli sayıda karakter kullanarak anlatmak o fikri eksiltmez mi? düşüncelerin bu dar alanda sağlıklı ifade edilebileceğine inanmıyorum. zaten bir süre sonra 'ama ben yanlış anlaşıldım' diye açıklamalar da geliyor. (bkz: levent üzümcü) buradan bir link paylaşmak isteyen arkadaşlar, link'lerinin içinde inatla shebang kullanmakta ısrar etmektedirler. bir twitter kullanıcısı bu link'lere tıklayarak bahsi geçen yazıya ulaşabiliyorsa ne âlâ fakat bilinsin ki twitter kullanıcısı olmayanlar o işareti kaldırmadan istenilen link'e ulaşamıyor.
ev dekorasyon örnekleri
klozet takımı örnekleri
ios uygulamasında tweet'leri tazelemek için arayüzdeki kaydırılabilir kontrollerin uç noktalarda yaylı olmasından faydalanılması süper olmuş. listeyi çekiştirince açılan boşlukta "tazelemek için aşağı çekin" yazısı gözüküyor. biraz daha çekince bu "tazelemek için bırakın"a dönüşüyor. gerisi malum. netice itibariyle yapılması gereken hareket sadece listeyi (sanki en başta değilmişiz gibi) biraz daha başa kaydırma hareketi oluyor.
klozet takımı örnekleri
facebook'a son derece karşı olan bünyemin inanılmaz şekilde desteklediği iletişim portalı.
evet fallowing/fallower oranı gibi bir yavşaklık facebooktaki arkadaş sayısı gibi olabiliyor, popülerlik felan önemseyen gerizekalı narsist egoistlerin halt etmesi, ama bunu çıkardığınızda ne resim altına yapılan vıcık vıcık yorumlar, ne "filiz sevişelimmi"ler, ne milyonlarca saat vakit geçirmeler, ne komik video-gif paylaşarak medya manyağı yapmalar, ne bu yolla birbirine çok ciddi ve önemli konularda bile "en samimi" dileklerini iletenler, ne salak saplak grup grup bi milyona ulaşmaya çalışıp da kafa bi milyona ulaşanlar vs vs..
ilgilendiğiniz kişilerden anlık gelişmeler, bilgiler, ruh halleri vs. alıyorsunuz, ilgilendiğiniz portalları yorulmadan takip ediyorsunuz ve ne fazla zaman ne de fazla uğraş veriyorsunuz. bir de serverları iyi olsa harikülade olacak ama, dayanılmıycak gibi değil.
şimdiye kadar çok bi yamuğunu görmedim yani. takip edecek biraz daha sağlam-kafa kaynaklarla birlikte çok daha eğlenceli ve yararlı olabilir.
herkese tavsiye ediyorum.
bebek beşik modelleri
insanlara ekşisözlük'te "twitter'da çok tespit yapıyorlar, aforizmalar ordan oraya uçuşuyor" diye tespit yaptıran site. "ne izlicem ya, saçmalık" diyor mesela millet. e izleme o zaman o saçmalıkları, twitter hesabı olan milyonlarca kişi, hepsi birden "tespit" yapıyor, "aforizma" sıçıyor olabilir mi? başka kişiler bul kendine yani.
bebek beşik modelleri
"e zorla mı arkadaş, istemiyorum" diyeceksin. evet zorla değil, ben de bu entry'i twitter'ın sahibinden para kopararak yazmıyorum zaten. ama "herkes bir tespit, bir aforizma fln, başka da bişey yok" dersen o saçmalama olur işte. tanıdığın kişileri twitter'da görüp de, o kişilerin işe yaramaz olduğunu anlayınca boku twitter'a atma.
gardolap modelleri
daha kullanmayı bilmeden kendisini "tespit yapmaya çalışan insanlar var, komik şeyler girmeye çalışıyolar, kendilerini anlatmaya kasıyolar hahayt!" şeklinde eleştirenlerin ekşi sözlükte senelerdir bu sayılanları yapan tipler olması twitter hakkında değil ama ekşi sözlük hakkında son derece değerli bilgiler vermekte...
twitter ise sözlük gibi değildir, sadece takip ettiklerinizi okuduğunuz bir yerdir ve o insanlardan şikayetçiyseniz bu sizin daha siteyi nasıl kullanacağınızı bile anlamadığınızdan başka bir şey göstermez...
gardolap modelleri
Ordu Vestel Servisi
* bu sınava girecek telaşlı arkadaşlara mutlaka her soruyu yaptıktan sonra cevap kağıdına işaretleyip öyle geçmelerini, şaşırıp kaydırma olasılığına karşı ve sonradan kaydırma yapmasaydım full çekerdim dememek için bütün soruları bitirip ondan sonra işaretlemeyi düşünüyorlarsa vazgeçmelerini tavsiye ederim.
* sınava içinde en rahat hissettiğiniz kıyafetlerle gidin. ben pijama ve terlikle gitmiştim misal. şu an nasa'dan sesleniyorum size.
Ordu Vestel Servisi
* son olarak, her kafadan bir ses çıkıyor lan. dinlemeyin kimseyi, gidin takılın.
Ordu Bosch Servisi
gelişmiş ülkelerde aranılan, hayal gücü, yaratıcılık, olayları mantık çerçevesine oturtma, bu çerçevede değerlendirebilme ve planlama becerisi, makale yazabilme gibi bir çok beceriyi ölçemeyen, sanata, dile, spora ilgisi olan gençleri bile trigonometri, hücre bilgisi, nitrat - nitrit farkı öğrenmeye zorlayan, adil olduğu düşünülen fakat aslında dershaneler işin içine girince zengin olanın daha iyi şartlar altında test çözme yöntemlerini öğrenmesi sebebiyle hiçte adil olmayan, üniversitelere öğrenci hakkında hiç bir bilgi sağlamayan, benzeri sınavların gelişmiş ülkelerde ya ortaöğretimi (liseyi) bitirme sınavı ya da lise öğrenimini ölçme sınavı olarak yapılmasına rağmen, öss'nin lise son sınıf müfredatını kapsamaması sebebiyle bu iki ana amaca da hizmet etmeyen, şans faktörünün (sınav sırasında arkanızdaki öğrenci durmadan burnunu çekebilir, boylu boslu biri olmanıza rağmen oturduğunuz sıra ilkokul sırası olabilir, bir gün önce kaza geçirmiş olabilir, bir kaç hafta önce sevdiğiniz birini kaybetmiş olabilirsiniz) çokça etkili olduğu, tek iyi yanının uygulanmasının ve yönetmesinin kolay olduğu öğrenci seçme sınavı.
Ordu Bosch Servisi
Ordu Beko Servisi
yds'den bir hafta önce olması dolayısıyla bir hafta sonraki stresin ilk adımı olan,yabancı dil öğrencilerinin sayısal yapmıyor olması yüzünden daha çok vakitlerinin olduğu ancak yine de zamanın yetmediği sınav..
Ordu Beko Servisi
sözelden gireceklerin neye göre bu kadar kasarak çalıştıklarını anlayamadığım zira türkçe dilbilgisi ve biraz da coğrafya (ki o da bazı terimleri bilmeyi gerektiriyor sadece) dışında tamamen genel kültürünüzü ölçen, kitap, dergi vs. okumak konusunda sorunu olmayan bireylerin özellikle paragraf sorularında hızlı okuma ve çabuk anlama konusunda gelişmiş yetenekleri sayesinde hiç de kasılmayacakları hatta biyoloji sorularını bile cevaplayabilecekleri, f1 seyredip, halı sahada maç yaparak hazırlandığım 2000 yılındaki sınavda sözelden 88 soruda 86.5 net çıkardığım abuk sabuk bir sınav. fransa gibi ecnebi memleketlerdeki muadillerinde m.ö. olmuş bitmiş kimseye bir etkisi olmayan olaylarla değil de israil-filistin sorunundan, ozon tabakasına kadar bir sürü güncel sorunla muhattab olmaktasınız.
Ordu Arçelik Servisi
türkiyenin belkide eğitim yönünden en büyük ayıbı. gerçekten şaka değil. bu sınav resmen hayatınızı belirliyor. yurt dışında daha çok not ortalamaları önemliyken burada tek bir sınavla hayatınızda kurtulabilir , hayatınızda kararabilir. bu sınava gircez bakalım hayırlısıyla...
gençleri yarıştırmaktan başka bi işe yaramayan zekayı değil de çalışkanlığı ölçen test usülü yapılan sistem. gençlerin hayatının bir senesini harcayan insanı kudurtan stres manyağı yapan anarşist olmaya iten sınav!.
Ordu Arçelik Servisi
huseyin celik tarafindan "su andaki oss sistemi dunyadaki en ilkel sistemlerden biridir" seklinde ifade edilmis sinav. en ilkeli de olsa en azindan bir sistemdir. su andaki yoneticilerimizin en sevdigi kavram olan yolsuzluga yer vermez...
Çapa Kombi Servisi
her dalda şampiyonluklar kazanmaya devam ediyor.
yıldız erkek basketbol takımı galatasaray'ı 65-49, yıldız kıız basketbol takımı ceyhan belediye takımını 78-52 yenerek şampiyon oldular.
Çapa Kombi Servisi
yıldız kız basketbol takımında; 10 sayı, 21 ribaund, 6 asist ile hülya çoklar, 21 sayı 12 ribaund 3 asist ile başak altunbey, 20 sayı 3 ribaund 1 asist ile melis gülcan, 11 sayı 4 ribaund 5 asist ile minel bodur, 10 sayı 7 ribaund 7 asist ile deniz çatalbaş dikkat çeken isimler oldular.
yılduz erkek basketbol takımında; 9 sayı, 4 ribaund, 5 asist ile berk uğurlu, 16 sayı 5 ribaund ile ayberk güleryüz, 12 sayı, 10 ribaund, 2 asist ile metecan birsen, 8 sayı, 4 ribaund, 4 asist ile umut aygün, 12 sayı, 13 ribaund ile mehmet şanlı dikkat çeken isimler oldular.
Şirinevler Arçelik Servisi
yaptığı transferler, yapacağı yabancı orta saha transferi için adı geçen oyuncular.. gerçekten çok iyi bir sezon sonu dönemi geçiren kulüp. yıllardır en büyük sorunu aldığı futbolcuları kampa yetiştirememesiydi, bu sene o sıkıntıyı da halletmiş gibi gözüküyor fenerbahçe yönetimi. zaten oturmuş ve şampiyonluğun etkisiyle moralli bir kadrosu var, nokta transferlerle de daha da gelişti takım.
Şirinevler Arçelik Servisi
daha belki çok erken ama önümüzdeki sezonda da ligin en büyük favorisi olacak gibi görünüyor. şampiyonlar ligi'nde de gruptan çıkması avrupa'da yakalamaya çalıştığı istikrar için çok iyi olacaktır.
Beyoğlu Eca Kombi Servisi
kesimal ve şam transferlerinin gerçekleştiği dikkate alınarak; bu ana kadroya ek olarak, kadroda bulunan serkan kırıntılı, gökay, okan alkan, ilhan eker gibi isimlerin yanına eklenecek iki veya üç genç isim yeterli olacaktır. burada önemli olan, soru işaretli yere nasıl bir orta saha oyuncusunun alınacağıdır.
Beyoğlu Eca Kombi Servisi
emre'nin, santos-stoch-dia-caner dörtlüsünün dönüşümlü olarak yer aldığı sol kanata yaptığı yardımı ve bununla beraber hem savunma hem hücum hattındaki çalışmasını, şutları ile beraber dikkate aldığımızda; sağ kanatta gönül-topuz ikilisinin harcadığı efora emre gibi katkı sağlayabilecek ve böylece kanadı daha etkili hale getirebilecek ve fenerbahçe’nin yarı sahasının ileriye bakan bölümünde zaman zaman oluşan kopukluğu ortadan kaldırabilecek bir orta saha oyuncusu alınması elzemdir.
Keçiören Baymak Kombi Servisi
1985'de selçuk yula’nın bordeaux’ya attığı golle gönül bağımın başladığı takım. '88-89 sezonu ile tam anlamıyla renklerine aşık olduğumu anladım. metin-ali-feyyaz’ın fırtına gibi estiği dönemde çoğu fenerbahçeli arkadaşımı kaybetsem de, ‘90lı yıllarda tek şampiyonluk görsem de, 2000’de en büyük rakibinin uefa kupasını kaldırması buruk bir sevinç yaşatsa da, son 10 yılda ‘60lar ve ‘70ler’de olduğu gibi lige damgasını vurmaya başlayan bir takım haline gelmesi ve son olarak çocukluk kahramanımız aykut kocaman’la şampiyon olması ayrı bir gurur yaşatıyor halihazırda, bana ve benim yaşıtım fenerbahçelilere. o kadar ki, fenerbahçeliliği oğuz-aykut-rıdvan’da kalan kuzenim ilk defa forma aldı kendine bu sene; 11 numara.
Keçiören Baymak Kombi Servisi
o yüzden kocaman umutlarımızın sahibisin, kocaman gururumuzsun lafları boşa değil; hangi beşiktaşlı istemezdi takımını çalıştıran atom karıncayı inönü’de kupayla görmek ya da sarı fırtınayı. fatih terim onca sene şampiyon olamadığı galatasaray’da yıllar sonra seriye bağlayıp avrupa’da kupa kazandıktan sonra 3. kez takımın başına getirilmesine kim ağır bir şekilde itiraz edebiliyor.
bundan sonra en büyük beklenti avrupa’da, kısa sürede bir kupa alamasa da, kalıcı olarak sahnede olacak ve her geçen sürede basamak atlayacak bir takımın oluşturulması, ha bir de türkiye kupası’nın alınması tabii. bunu aykut kocaman’ın da çok istediğini görebiliyoruz konuşmalarında, umarım avrupa’da da kocaman umutlarımız gerçeğe dönüşür.
bu amaçla, 2011-2012 sezonu için ilk adımlar atılmaya başlandı ve yeni sezonun kadrosu oluşturulmaya başlandı, muhtemelen şöyle oluşacak:
Bosch Çekmeköy Servisi
geçen seneki belirsizlikler içerisinde önemli transferlerinin çoğunu bünyesine geç katmasının sonucunu avrupa kupalarından elenerek ödeyen spor kulübü. aziz yıldırım'ın hatalarından ders çıkarmasını görmek beni çokça mutlu etti. sezon biteli daha bir hafta olmamış hemen gelecek sezonun kadro yapısını kurmaya başladılar. önce denizli faciası sonrası gündem değiştirmek için yaptığı istifa tiyatrosu ile 100. yıl öncesi takımını sezon başına kadar hazırlayamayan, ardından geçen yılki trabzon beraberliğinden sonra camiaya yaşattığı belirsizlik ortamı ile yine takımı sezona hazır sokamayan aziz yıldırım'ın bu sezon ki özverisi görülmeye değer. gerçi bu yapılanmanın başrolünde aziz yıldırım'dan çok aykut kocaman var gibi görünüyor. sportif direktörlük kavramının tam olarak uygulanmaya başladığını söyleyebiliriz fenerbahçe’de.
Bosch Çekmeköy Servisi
başkanın son açıklamalarına bakarsak basketbol şubesi de tamamen aydın örs'e bırakılmış. bunlar güzel şeyler. aziz yıldırım'ın daima bahsettiği "branşları profesyonellerin eline bırakma" kültürü fenerbahçe'ye yerleşmeye başladı artık. alt yapının ehil kişilere devredilmesi sonucunda da gelecek güvence altına alındı. kulübün elinde gerçekten de dünya standartlarının üzerinde tesisler var. futbolda başarılı olunamasa da diğer spor dalları düşünüldüğünde fenerbahçe’yi hep en üste oynayan bir takım haline getiren kişi aziz yıldırım olmuştur. kendisini sevmesem de başardığı şeylerden dolayı kutlamak gerekir.
28 Mart 2012 Çarşamba
yemek odası takımları ve fiyatları
rıza karakterinin, deniz karakterine nurhayat karakteriyle olan nişan durumunu aşağıdaki şekilde izah edeceği dizidir.
+bugüne kadar aileme hiç bi faydam olmadı, yararım dokunmadı, orçunla benim aramda hiç bi fark yok deniz. bari bi işe yarayım şu otopark işini bağlayayım dedim.
severek ama süresi bakımından bi nebze "ophs"layarak seyre dalınan dizidir.
yemek odası takımları ve fiyatları
nurhayat'ın yardırdığı dizidir kendisi. o nasıl ayardır, ne tür bi konuşma şeklidir. "ağzına, sıralı cümlelerine sağlık tatlıım" demek istiyorum kendisine. orçun'un telefon sahneleri de ayrıca komikti, kadın taklidi ve kullandığı replikleri nurhayat'tan esinlenerek oluşturduğunu düşünüyorum.
beyazcım, olmadı, bi umut, ama yine olmamışsın. kronolojik sıranda, "umut" geçiyordu lakin sen bu oyunculuğun(!) ile bu krediyi tükettin bebişim. show'una sağlık...
--- spoiler ---
ayrıca, dizi tam anlamıyla günümüz türkiye'sinin garipliklerini ve trajikomik hallerini müthiş ve mizahi bi eleştirel bakış açısı ile harmanlayıp, seyirciye sunmuş. (cihangir'e selam olsun haha)
ahşap boyama malzemeleri
bora uzer miydi o? bi tek ben mi gördüm? çok mu güzel söyledi? tekrar soruyorum bora uzer miydi o? vay arkadaş. o şarkılar buraya gelecek! gelmezse aramızda bi gerginlik oluşacak.
olmuş dizidir. uzun olduğuna dair eleştirilere maruz kalsa da, beni hiç sıkmamıştır, daha da uzun olabilir hatta, zira o son reklam girdiğinde hüzün çöküyo bünyeme.
ahşap boyama malzemeleri
rıza kişisinin giderek son derece karaktersiz bir role büründüğü dizi. adam ne zaman denizden ümidi kesse nurhayata dönüyo be. ayıp.
bu haftaki öğretici, tanıtıcı, sosyal sorumluluk tadındaki isim özay gönlüm olan dizi. ölüm yıldönümü olan 1 mart'a yakın bir tarihte kendisini yad etmişlerdir.
ayrıca gupse özay ve gönül ülkü kadrosundayken bu benzerlik dikkat çekmiştir.. *
vitrin takımları
sessiz sedasız fenomene dönüşene dursun, yıllar önceki bir benzer algı yanılmamı paylaşmak isterim. bir pazar günü televizyona acayip şarkı sözlerini ultra komik dans figürleriyle süsleyen, hem ses hem tip olarak ortalamayı zar zor tutturan bir hanım kızımız çıkmıştı. aha da rezil oldu, bu kadar da düşülmez ya diyerek ve yerlere yatarak izlediğim şarkı ertesi gün sokakta oynayan kız çocuklarının dilindeydi, iki hafta sonra her yerde çalıyordu, hatta yılbaşına da kendisi ile girdik. hatta bugün bu şarkı 90lar türk popunu patlatan şarkı olarak anılıyor. yonca evcimik'in abonesi'nden bahsetmekteyim. bugün herhangi bir ilköğretim kurumundan içeri girin. sınıflar orçun ve çağatay juniorlarla dolu olacaktır. bedava diye ellerine tutuşturulan ve herkes dershanelere mecbur kalsın diye içeriğinde okuyanın konuyu anlamak yerine kendisini aptal sanacağı ders kitaplarına ve meb'den onaylı sıkıcı zorunlu okuma listelerine maruz bırakılmış beyinler saracak yer arıyor. toplaşıp namık kemal mi tartışsınlar. herhangi bir önyargı olmaksızın ve osuruğa gülecek kadar donanımlı bu çocukların tekellerine alıp gündelik hayatları için jargonlaştırdıkları tiplemeler kolay kolay aşağı çekilemez. peşlerine takılacakları yeni kavalcı da yalan dünya işte.
vitrin takımları
istikbal yemek odası takımları
avrupa yakasını burhan altıntop'un volkan'ın karşısında uzun uzun göbek atması sonrasında izlemeyi bırakmıştım.
şimdi burada da arada sırada göbek atan adamlar görüyorum ve komik bulmuyorum.
evet orçun'un "dedem bundan iyi saat olur dedi" (bkz: iyi saatte olsunlar) demesi çok komik, ancak selahattin'in neredeyse her bölümde tülay ile göbek atması komik değil -bence-. göbek attırmak gülse birsel'in tarzı mı diyesim geliyor.
gülse hanımdan ricam adamlara çok fazla göbek attırmaması, hakikaten itici oluyor.
istikbal yemek odası takımları
örgü modelleri resimli
iki lafını etti diye popüler olmak için ekşisözlük'ten bahsettiğini düşünen yazarların olduğunu göstermiş dizi. la oğlum kadın avrupa yakası'nı, gag'ı yapmış, 4 kitap çıkarmış, magazin dergilerinde editörlüğü, köşe yazarlığı var; şimdi de türkiye'nin 4 büyük özel kanalından birinde dizi yayınlıyor, popüler olmak için senin kıytırık entry'lerine mi ihtiyaç duyacak?
örgü modelleri resimli
sen kimsin oğlum? üniversitede hocaya "hocam bir puan daha verin b+ gelecek" diye yalvaran, sabah sekiz akşam sekiz mesai yapan, saat başı torrent'a bakıp house yeni sezon indi mi diye kaygılanan sıradan birisin. ekşisözlükteki binler yazardan biri, bir hiç, sıfır. gülse birsel'e hiç bir şey ifade etmiyorsun. ayrıca ekşisözlük kim lan? türkiye 72 milyon, sözlük kim amk? şurada entry yazan elemanların sokaktaki adamdan ne farkı var lan?
bilgisayar masası modelleri
sanki her dizide yer alan karakterler kendi yaşlarındaki karakterleri canlandırıyorlarmış gibi oyuncu yaşı - karakter yaşı karşılaştırılması yapılan dizi. (bkz: liseli dizileri)
gönül ülkü+öner erkan sahnelerinin daha sık olmasını beklediğimiz güzel bir dizi. avrupa yakası'nda beğenmediğim gönül ülkü bu dizide bence döktürüyor. tam karakterini bulmuş gibi. karşısında da öner erkan türlü salaklıklar+ biraz da hazır cevaplarla güzel bir ikili oluşturuyor.
bilgisayar masası modelleri
olgun şimşek iki karakteride çok güzel oynuyor. selahattinle nemeçek ikilisi de fena değil. ahmet başlarda biraz sönük kalsada vazgeçilmemesi gereken bir karakter.
saç neden dökülür
reklamlar rahatsiz edici, konuyla entegre olsalar boyle olmaz ama. mesela a-101'i gosteriyorsan icine gireceksin ve alisveris yaparken ki konusmalarini gostereceksin, ya da en basitinden o sirayla turkcell, denizbank, kfc felan gosteriliyor ya(ulan harbiden ise yaramis reklamlar) en azindan birileri onunden yuruyor olsun bunlar gosterilirken. diger yandan sosyal sorumluluk olayi guzeldi, her nedense sonradan konulmus gibi geldi ama, o da oyle olmamaliydi. neyse, kolay degil tabi koca dizi yazmak.
saç neden dökülür
biliyorum gulsecim, okuyorsun bunlari, o yuzden yaziyorum. dizini begenerek izliyoruz. hayatta gulumsememis annem bile orcun'lu kimi sahnede kahkalara boguluyor. bu bile tek basina dogru yolda oldugun anlamina gelir bence.
--her kim bu entry'yi okuyup diziye uyguladiysa her yerinden opuyorum onu. enfes olmustu.
saç dökülmesi nedenleri
bu bölümde biraz daha oturmuş gibiydi.hala kopukluklar var ama daha az göze çarpıyor artık.
dizi çok izlenmiyor bence.en azından açık televizyonlarda.türkiye'nin yüzde 30-40 kadar bir kesiminin diziyle ilginebileceğini tahmin ediyorum.ancak açık televizyonlar için cuma günü çok ofsayt bir gün.hitap ettiği izleyici kitlesi cuma günü evde oturup yalan dünya izlemeyebilir.hadi diyelim şimdi hava soğuk.ama yaza doğru çok kan kaybeder.bence dizi içinde reklam verilmeye devam edilmeli.böylece netten izleyenlere de ulaşabilsin reklam verenler.çünkü diziyi netten takip edenler sessiz çoğunluğu oluşturuyor bence.
saç dökülmesi nedenleri
şık elbise modelleri
ekşi sözlük ve twitter'ı araya sokmasındaki sebep o tarzda oyuncuların veya şarkıcıların durmadan bunu yapmasıdır. biri erol köse demiş mesela onun gibidir. dizideki çoğu karakter birini simgelemektedir. mesela şu şarkıcı kadın bariz bir yıldız tilbe'dir. söylenen sözler ve yapılan hareketlerde baya bir günümüz şarkıcılarına, aktörlerine kısacası ünlülerine gönderme vardır bunu sözlük tarafına çekmek yersizdir.
şık elbise modelleri
şuraya gelip de sayfalar dolusu ''sözlüğe selam çaktı'', ''çok pis selam kaydı'' demeyenlerin hesabı silinecekmiş. ondan bu telaş. öptüm:*
istenmeyen tüy adamın burnunun dibinde biter misali halil sezai pörtledi an itibariyle. ben severim orası ayrı.
edit: tüy değil otmuş lan o. atasözü ve deyim özürlü şahsımı düzelten sevgilime teşşekkürü 2 ş ile borçbilirim.
örgü elbise modelleri
ekşi sözlük hakkında konussa da, bunun senaryo zayıflığını gidermeye yetmediği dizi.
bir tek ben mi böyle düşünüyorum bilemiyorum ama olay örgüsü çok dağınık.
karakter sayısı çok kalabalık olunca öykü çok dağılmış.
örgü elbise modelleri
evet sitcomların genel sıkıntısı az kişi olmasından dolayı işlenecek konu az olmasından ötürü bir süre sonra konular bitince sürekli yeni karakterler girmesidir. ve fakat yalan dünya'da direkt kalabalık bir kadroyla başlamışlar. bundan dolayı da konu çok dağınık görünüyor bana...
ilgisiz ilgisiz sahneler falan..senaryo zayıf diye eleştirilen sitcom dizi.
fakat unutmamalıdırki normalde bu tarz sitcom lar maksimum 40 dakika sürüyor, fakat yurdumuzde kanalların baskısı yüzünden 40 dakikalık olması gereken böyle kaliteli komedi dizileri, bir film gibi 2 saat sürmekte, bu yüzden bu ve bunun gibi komedi dizilerini senaryo dağınık diye eleştirmek pek mantıklı değil, şu dizinin 40 dakikalık bir dizi olduğunu düşünün direk friends kadar kaliteli olabilirdi bence.
boncuklu patik örnekleri
çok sevdiğimi belirtiyim ama şahsımı irrite eden yönlerini de söylemek istiyorum zira;
-kahkaha efektleri çok itici ya başka efekt bulsunlar ya çok bağartmasınlar şu görünmez adamları
-reklam yerleştireyi çok kel alaka yapıyorlar o mağazalarda olaylar geçse ya da o mağazalar girse kahramanlar böyle mantıksız olmazmış
boncuklu patik örnekleri
-orçuna ölüp bitiyorum ama biraz el kol hareketlerini abartmaya başladı gibi
-beyaz çok pasif kalıyor..avrupa yakasından sonra türk dizisi izlememe geleneğimi yıktıran dizidir. orçun karakteriyle 4.bölümdeki anneannemin adı servet mi sahnesi ile 5.bölümdeki muskayı saat yaptığı sahne yataktan düşürmüştür , karnıma ağrılar sokmuştur. burhan karakterinden çok daha iyidir ve kesinlikle yardırmaktadır. emeğinize , yüreğinize , senaryonuza sağlık arkadaşım.
vitrin dantel örnekleri
avrupa yakası'nın oluşturduğu ve bıraktığı yüksek beklentiler nedeniyle pek beğenemediğim, yer yer gülümsemekten öteye geçemediğim dizi. yani öyle idi 5. bölüme kadar. yine de avrupa yakası'ndan çok uzak ama zombili töre dizisi iyi geldi. yönetmen tufan hoca'nın "bu insanlar töre yüzünden ne yaşadılar da zombi oldular, işte bunu anlatacağız arkadaşlar" minvalinden repliği uzun zaman sonra ilk kez tek başıma iken kahkaha attırmıştır bana.
dizi gayet basarili ve yogun emek harcanarak yapildigi belli. araya serpistirilmis ince esprileri gunluk hayati ve dunyayi takip etmenizle dogru orantili olarak anlanabilecegini dusunuyorum. 5.bolumdeki dr. beyin barda emir'le icerken olm liam neeson gibi olursun bak demesi gibi.
ayrica orcun'un " zaten turkiye'de bilim bu yuzden gelismiyor " tarzi karakterin zitligi ile ilgili bir cikista gayet yerinde ve bizleri gulduren bi davranis.
vitrin dantel örnekleri
dizi'de beyaz'in saf bi anadolu gencini oynuyor ancak 5.bolume kadar cok safiyane gitmesi bi sure sonra olaganlasip ilgi cekmemeye baslayabilir. bu nedenle arada sirada degisik entellektuel cikislar yapip ama ne yaptiginin da tam farkinda olmamasi gibi davranislarda bulunabilir. orcun'un zaten bu ulkede bilim bu yuzden gelismiyor dedigi gibi.cagatay ve olgun simsek ve altan erkekli icin zaten solenecek bisi yok.hepsi birer deha gibi kendilerini belli ediyorlar.cagatay'in rolunun kisa tutulmasinin nedeninin ilerleyen bolumlere simdiden seyircinin gozunun yormamak oldugunu dusunuyorum. yoksa daha cok gorecegiz kendisini.
yaşam ünitesi modelleri
yalan dünya kötü dizilerle kıyasladığımızda iyi gibi görülebilir ama kötünün iyisi olur bu durumda ancak.avrupa yakası bir zamanlar izlediğimizde komik geliyordu ama şuan izlediğimizde gelmiyor,her şey değişiyor netekim.ama gülse hanım kızımız bu değişen şeyleri manikür salonlarında takip etmekte zorlanıyor sanki.bu yazılanlara şöyle bir bakıp da 'bunca eleştiri var iyi kötü farketmez demek ki izleniyoruz, gerisi mühim değil' demesin,biraz üstüne düşünsün.daha iyisini daha ince esprileri içeren bi dizi izlemeyi bizim halkımız da hakediyor
yaşam ünitesi modelleri
paspas modelleri
gaffasına sıhh gaffasına" "ıssırdı hayvanoğlu heyvan" diyen şiveli zombi sahneleriyle kendini tekrar tekrar izlettirmiştir.
avrupa yakası gibi güzel olur mu diye düşünüyordum ama daha güzel olacağından eminim artık.1. bölümle 5. bölümü karşılaştırırsak, gülme miktarımızı dublelemiş dizidir. gerçekten anıra anıra güldüm, zombili töre dizisi ne yahu?
paspas modelleri
bir deniz yıldızı olmayan dizidir. yoksa seyirci olarak kaliteli dizi ariyoruz o yüzden bu diziyi bir boku begenememe ekibi olarak sevmiyoruz. ha deniz yildizi, behlül, fatmagül falan hepsi dursunlar, hepsi muhtesem diziler, bu farkli, hem gülse birsel yazmis, beyaz oynamis, yeni bir bok atma alani, saldirin aslanlarim
tv ünitesi modelleri
izlenecek veya gülünecek dizi değildir. başka komedi dizisi yok diye savunulması da anlamsız olan dizidir. bu dizinin çıkış noktası için (bkz: seinfeld) illa ki yeni dizi isteyenler için ise (bkz: curb your enthusiasm)
zamanın ötesinden edit: fikrim değişmedi. madem bir şey izliyoruz orjinal ve kaliteli bir şey izleyelim ama değil mi?açılay ve orçun hariç tüm karakterleri sıradan olan dizidir. gürse birsel aynı şeyi evirip çevirip bize yine yutturuyor sanki. işin kötüsü bir şekilde de başarıyor bunu.
açılay, rolüne emeğine sağlık tatlım.bu diziyi sevenlerin yanaklarından makas almak istiyorum.
tv ünitesi modelleri
bu akşam alkol eşliğinde zaplarken bu diziye zapladım ara ara. müzik dinledim, diziyi dinlemedim, iyiki de öyle yapmışım. senarist ablaya bir hatırlatmam olacak: şimdiye kadar en popüler olmuş dizilere bir göz atsın, böyle bir karakter kalabalığı var mı: seinfeld, friends, how i met your mother, vs. ulan yerli komedi klasiği kaynanalar'da bile böyle bir kalabalık yok. yüzeysel, yüzeysel, yüzeysel. komedi dizisi fanatiğiyim, yanlış anlaşılmasın. yurdumda da çıksın güzel bir dizi, güzelinden çıksın, bayrağını sallayayım ortamlarda.
kıyaslanmasın diyorlar ama mümkün değil: avrupa yakasında ata demirer, engin günaydın, gazanfer özcan gibi ağır toplar vardı. kim var lan bu dizide? geçici eleman tolga çevik bile bunları topunun eline su döker. beyaz mı götürecek bu diziyi? yemeyin beni gözünüzü seveyim.
duşakabin modelleri
ekşi'nin bir boku beğenmeme rahatsızlığından mütevellit, tüm sevmeyenleri tarafından hayretler içerisinde izlenen ve mütemadiyen entellektüel yazarlar tarafından karalanan dizi. sevmeyen, sevenden daha çok izliyor anlaşılan.
arkadaş bu dizi cuma akşamı yayınlanıyor. sen ki sözlüğün entelisin, gitsene sinemaya tiyatroya? ne işin var evde, dizinde laptopla tv karşısında? çık dışarı bi kafede otur iki kelam et. olmadı kapat tv'yi aç kitabına devam et kaldığın yerden?
duşakabin modelleri
tabi ki beğenmeyebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz. ama yaklaşık 1500 entry yazılmış. bak bakalım sen kaçıncı kere aynı nakaratı söylüyorsun? okumadan, yazmak sonradan sözlüğe yapıştı kaldı.
herşey ve herkes klişe, bir siz marjinalsiniz.
salon takımı modelleri
ola ki şu dizi yayından kaldırılırsa televizyona ve televizyonculuğa olan inancımı kaybeder, kanal d'yi de bir daha izlememek üzere protesto ederim. çok uzun zamandır televizyon izlemeyen, bi siki beğenmeyen insanlar olarak televizyon aldık bunun için, bakalım.
saat olmuş 21.00 özetini bitirip reklama giriyor. biz bölümler uzun diyoruz ama bölümü kısaltmanın yolu buysa, hiç girişmesinler. bunlar dışında güzel dizi, eğlenceli dizi.
salon takımı modelleri
ürün yerleştirme var bu ne ya, ne çok bilmem ne diyenlere "alın madem sevmiyonuz böyle izleyin" diyip daha yeni bölüm başlamadan 2. reklama girmişlerdir. aferin iyi olmuş.
yataş koltuk takımları
an itibariyle eski bölümünün oynadığı dizidir. daha 4. bölümden sukoyvermek te yuh yani. hayır kanalın resmi sitesinde yeni bölüm diyor ama anlamadık biz de...
edit: pardon diyip editlemediğim için zamanın ötesine gitmiş bu. çok ilginç. dizi ekibi acaba seri eksi oy verenlerden mi?gülse birsel'in şehlalık konusunda selçuk şahin ile yarıştığına tanık olduğum dizidir.. resmen gözüm takılıyo hatunun gözlerine..
yataş koltuk takımları
leyla ile mecnun varken bu diziye gülemiyorum. espri anlayışım çok uç noktalarda gezinmiyo ama kaçıncı kez önyargısız izlemeye çalışıyorum bu diziyi ama karakterler maalesef yapay geliyor. gülse birsel, bir çok kişiyi dizide kendine aşık etmesiyle kendini mi tatmin etmiş nedir anlamadım ki. sevemedim.
daniel klein saat fiyatları
orçun karakteriyle erkek çocuk hevesine saplanmış eşimin fikrini değiştirmiş dizi. cinsiyeti belli olmayan bebeğimizi kaç gündür "oğlum" diye seven adam orçun videolarını seyrederken birden "tatlı kızım, canım kızım. aman kız olsun" demeye başladı. sanki kız olunca çok akıllı olcak o da en fazla açılay gibi olur haberi yok. çatlaklık geni benden garanti bi kere.
"elit" muhabbetiyle beni gülmekten altıma sıçırtmış dizi. 4.bölümde de yine yaptılar. sürekli yapılır, unutulmaz insallah diyorum. üstüne biraz yoğunlaşılması lazım cok sağlam bişey var orda daha yakalayan kimse görmedim.
bir türlü gülemediğim dizi. bırak gülmeyi, tebessüm bile oluşmuyor.
daniel klein saat fiyatları
şimdi amacım trollük falan değil. insanlar (gördüğüm kadarıyla) bu diziye nasıl ayıp bayılıyor anlamıyorum. espriler falan cidden mehmet ali erbil'le çarkıfelek tadında.
hepsini geçtim, insan bir komedi dizisini 60-90 dakika nasıl izleyip keyif alabilir ki? dizinin komik olmamasının/ olamamasının ve gülse birsel'in tam performansını yansıtamamasının gerçek sebebi bence bu.
ezan okuyan saat
sarp apak'ın karakterini biraz daha az abartılı yazarlar, aynı replikleri sık sık tekrar etmezlerse, yalan dünya günden güne yeni bir fenomen haline gelebilir. üstüne bir de ''olgun şimşek 'in ahmet karakterini biraz daha kılıktan kılığa soksalar, sıkıcı olan set sahneleri biraz daha eğlenceli olur'' diye bir öneri getirsem acaba dikkate alınır mı?
ezan okuyan saat
edit-5.bölümünde set sahneleri gülmekten kırıp geçirdi... uzun zamandır bu kadar güldüren başka bir şey izlememişim. demek ki biraz uğraşınca çok güzel bir sonuç ortaya çıkabiliyor.. tebrikler gülse..
Konya Klima Servisi
2012 şubat 16 sayısının "fenerbahçe yanlısı" bir kapak olduğunu düşünmek için gerçekten iyi sarhoş olmak gerekiyor. biz yine de böyle düşünmeyip, halkın büyük çoğunluğunun medya okur-yazarlığının olmadığını varsayalım.
kapak gayet net; ülkede çok ciddi değişimler ve gerçekten büyük sorunlar yaşanırken, medyanın ve "halkın" ana gündem maddesinin aziz yıldırım ve şike soruşturması olmasına inceden değil, gayet kalın bir biçimde giydirmişler.
Konya Klima Servisi
yani dostum o kapakta yerilen "aziz yıldırım karşıtları" değil, doğrudan sensin, benim, tüm kamuoyu ve basın... bunu fenerbahçe yanlısı bir "jest" olarak yorumlayan fenerbahçeli dostum, bence artık daha az içmelisin...
bunun için bile izah gerekiyorsa, bu ülkede işimiz gerçekten zor be...
Konya Siemens Servisi
sağdan soldan sözlükten facebook'tan topladıkları, gerçekten kötü esprileri dergiye koymaktan, hatta kapak yapmaktan gocunmayan dergi olmuş. bundan 12 yıl önce öğrenciyken otobüs'te tek başıma leman okurken salak salak güldüğümü ve komik duruma düştüğümü hatırlarım. o kadar idealist görünmeye çalışan bi dergi bir fikri dergiye koyarken rahatsızlık duymuyor.
Konya Siemens Servisi
bir de cafeleri var bunların. cafelerindeki menülerdeki kötü espriler onların da sonunu getirecek, 41 yıl hatırlı kahve filan n'oluyor abicim komik mi şimdi bu?
25 ocak 2012 çarşamba sayılı nüshalarında atilla ilhan'ın, cinayet saati isimli şiirinin bir bölümünü derginin kapak kısmına yazmışlar.
''cinayeti kör bir kayıkçı gördü, ben gördüm kulaklarım gördü, vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü, hiç biriniz orada yoktunuz.''
Konya Samsung Servisi
.. bunun yerini yeni bir karikatür dilini alacağındansa herkes ümitli…”
dış ses ümitli, ama siz hiç ümitli olmayın… iktidar her konuda yandaş yarattı veya var olanı dönüştürdü ancak mizah konusunda sıfır çekti. nasıl çekmesin; sağdan mizah çıkmıyor! yandaştan hiç çıkmıyor. sürülmedik tarla bırakmayan iktidar, mizah tarlasına giremediği gibi bir de orasına burasına diken batınca yandaş kalemler durumdan vazife çıkarmakta gecikmedi. nitekim bi zaman önce zaman gazetesinde “bizden neden mizahçı çıkmıyor” tadında sorgulayıcı bir makale yayınlanarak ilk işaret fişeği çakıldığını hatırlıyoruz.
Konya Samsung Servisi
tvnet’in hiçbir ve en basit yayıncılık ilkesine uymayan bu çocukça, aynı zamanda ilkel tuzak da bir şeylerin habercisi gibi.
hava puslu, tozlu ve tekinsiz olsa da biz lafı ustamız oğuz aral’ın lafıyla bağlayalım:
“tanrı çocukları ve mizahçıları korur.”"
Konya Kombi Servisi
leman'la başlayan süreç öteki dergileri doğurur; ancak tek tüketicisi genç kuşak olduğu için, (daha önce mizah okuru yaş ortalaması 65’tir) içine düşülen sarmaldan hiçbir dergi kendisini ayrıştıramaz. türkiye'deki siyasal değişim ve dönüşüm karikatür dergilerinde ve bu dergilerde yazıp çizen mizahçılarda nereye gittiği kestirilemeyen bir savrulamaya neden olur…
Konya Kombi Servisi
karikatür bir sistem eleştirisi olmaktan çıkmıştır. hatta kendini sosyalist diye tanımlayan pek çok karikatürist ve mizahçının, marksistlerden oluştuğu söyleyen pek çok karikatür dergisi, sistemi korumak isteyenlerle aynı dili konuşmaya başlamıştır. (dış ses ‘marksist’ derken utanmaz adam filan görünüyor arka planda) öyle ki kendini böyle tanımlayan bir dergi (leman oluyor bu), darbe girişimi iddiasıyla tutuklu bulunanları ‘masum’, darbelere direnç göstermesiyle halka kendini kabul ettirmiş bir siyasi lideri ise (forever tayyip!) ‘onları yemeye çalışan bir bilgisayar oyunu kahramanı’ olarak çizmekten kaçınmaz… (bizim ‘pacman’li kapağı kastediyor)
Konya Baymak Servisi
programın konuşmacı dengesine göre daha torpilli görünen helal karikatürcü arkadaşımız hasan kaçan da kendi meşrebince konuşur… mizah dergilerinin “fiziki olarak” (ne demekse) çok önde olmasına rağmen “ruh olarak” çok geride olduğu ve bu nedenle de 50-60 bin civarında tirajlarla çokaz sattığı, gibi itiraz edebileceğimiz çok şey söylese de meselemiz bu değil; kendi fikridir... (bu arada kendisi ruh olarak çok ileride olan 2 mütedeyyin dergi çıkarıp 1000 civarında tirajlarla batırmıştır; mizah muhalif olmak zorunda değil, demek için 1000 dereden su getirmesi gibi…)
Konya Baymak Servisi
program aralarında mizah tarihi üzerine kronolojik olarak son derece sığ bilgiler veriliyor. bu tip yayınlarda alışkın olduğumuz bir şey; ellerinden o kadarı geliyor. neyse, meselemiz bu da değil… konuşmacılar, konuşmalarını tamamladıktan sonra program final yapacak, nihayete erecek derken aaa oda nesi? birden dış ses devreye giriyor... ve sıkı durun; etkileyici olmaya çalışan bir ses tonuyla şunları söylemeye başlıyor:
“karikatürün naif dili, leman'ın yayına başlamasıyla değişmiştir. içinde sövgü barındıran dil, hızla yaygınlaşır ve karikatür dergilerinin ortak dili haline gelir…
karikatür dergileri, her yaştan okurun dergisi olmaktan çıkıp belli bir yaşın altındaki okurların mizah anlayışını belirleyen bir organ haline gelir. siyasi mizahın derinliği kaybolmuştur... siyasi derinliği olan karikatürler -az da olsa- günlük gazetelerde kalmıştır…
Konya Demirdöküm Servisi
yakınlarda pek sevgili dinci - yandaş televizyon kanallarından birinde bir macerası olmuş dergidir. ucuz atlatmışlar..
"muhalif mizah dergisi leman’ın çizerleri kutlukhan perker ve bahadır boysal, geçtiğimiz hafta tvnet kanalında bir programa katıldı. programın konusu; mizah, diğer konuğu ise hasan kaçan’dı.
Konya Demirdöküm Servisi
ama tvnet leman çizerleri için bir tuzak kurdu.
nasıl mı?
işte leman dergisi’nin son sayısında yer alan ve bu olayı anlatan yazı:
geçtiğimiz hafta tvnet isimli kanal, “anlamak için” adlı programları için arkadaşlarımız kutluhkan’la, bahadır’ı binbir rica ile, onore ederek, dil dökerek konuk olarak davet ederler. (kanala denk gelmeyenler için belirtelim: tvnet diğer panayır dekorlu mütedeyyin kanallara göre daha seviyeli, entelektüel hava tutturmaya çalışan bir kanal görünümünde…)
programın konusu mizahtır… israrlı ricaları kıramayan kutlukhan ve bahadır daveti kabul ederler. üçüncü ve diğer konuk ise en son sucuk reklamlarından hatırlayacağınız “helal karikatürcü” arkadaşımız hasan kaçan’dır. kutlukhan’la bahadır iktidar-sistem eleştirisi gibi can alıcı konularda konuşmaları sansüre uğrasa da mizah felsefesini de içeren son derece güzel şeyler söylerler…
Konya Vestel Servisi
lemanın nükleere karşı aldığı tutum takdir edilesi. dergi haftalardır nükleer karşıtlığına devam ediyor. hem de bunu fukişimadaki faciayı karikatürize etmenin ötesine geçerek açıkça nükleer istemediğimizi söyleyerek yapıyor. böyle önemli bir konuyu sürekli olarak gündemde tutan, mesele yapan, bırakın mizah dergisi herhangi bir basın-yayın organı bile yok. nükleere karşı yarattığı bilinç açısından lemanın işlevi boyunu aşmıştır.
kendileri gün geçtikçe düşen tirajlarının nedenini hiç sorgulamazlar. nasıl olsa bu halk aptaldır ve gitgide daha da aptallaşmaktadır. yoksa leman gibi geleneği olan bir dergi 1 milyondan aşağı satmaz. uykusuz gibi dergiler de onlar için düzene uyum sağlamış, amacı para kazanmak olan kapitalistlerdir. onlar askeri düzeni, vesayet düzenini severler. üzerine oynadıkları kitle de anlı şanlı kahraman paşalarının parmaklarını sallayarak halka akıl vermesini, azarlamasını gururla takip eder çünkü. onlara göre bu halk gerizekalıdır ve birilerinin onları akıllandırması gerekir. halk biraz akıllı olsa onların yaptığı gibi her gün beyoğlu'nun ücra barlarında oturur, hep aynı çevre ile siyaset tartışırdı. asla empati yapmaz her zaman birilerini suçlarlardı.
Konya Vestel Servisi
yalnız iç dünyalarını bu karikatürde olduğu kadar açıkça dışarı vurmalarına gerek yok. %50 oy almış bir başbakanı küçümseyip paşaları göğüsleri dik, çakı gibi askerler olarak çizmek ancak size yakışır ama gerçekten gerek yok. paşaların hepsinin yıldızları ön planda. hepsi son derece ciddiler. oysa başbakanın yüzünde kibirli bir gülümseme. tam sizin istediğiniz düzen. siz paraların üstüne de hep atatürk'ün kızgın fotoğraflarını koydunuz. devlet dairelerindeki resimleri de her zaman halka sinirli gözlerle bakardı.
hep böyle devam edin.
Konya Bosch Servisi
daha 1000. sayının tadı damağımızdayken bayan yanı adıyla bir özel sayı daha çıkartarak bizi sevindirmiştir. hem dünya kadınlar gününe selam etmişler hem de kadına şiddetin bu kadar artış gösterdiği günümüze cuk oturcak bir sayı hazırlamışlar. ellerine sağlık.
Konya Bosch Servisi
1. asağıdaki cümlelerin hangisinde bariz bir şive görülmektedir?
a) gurt gapan da, amanin furdu ki ne furdu!
b) ne ki olam ombudsman, niye ki hep?!
c) uyy, ne bakiysunuz ha buzagi cibu ula daa?!
d) ben vapora binecegim! (istanbul türkçesi)
e) gel la gel, metroya binek! (türkçe istanbul'u)
2. "italya-italyan" ilişkisi aşağıdakilerden hangisinde vardır?
a) antalya - antalyan
b) almanya - ispanyol (turist)
c) korsika - kosta rika
d) porto - porto riko
e) muğla - muğlak
3. ahmet bir işi 9 günde bitiriyor. mehmet ise ayni işi 43 günde
bitiriyor o da yarım yamalak, tam bitmiş de sayılamaz yani. mehmet
kadar sorumsuz, lakayt adam olamaz. haa, eğlence olsun, mehmet hemen devreye girer. ama iş deyince kaçar. bu durumda ahmet'le mehmet beraber çalışırlarsa, o işin akıbeti ne olur?
a) ahmet, mehmet'i daha ilk gün kalasla döver!
b) ahmet işi bırakır, yük gemisine kalfa olarak binip nikaragua'ya gider
c) mehmet hepimizi şaşırtıp 5 saatte bitirir!(asla olmaz böyle bi şey abi!)
d) mehmet, ahmet'i de kendine benzetir, o ise yıllar yılı bitmez!
e) hep biri
Konya Beko Servisi
yıllardır okumadığım, kütüphanede tesadüfen görünce biraz karıştırdığım ve zeka, nüktedanlık seviyesinin yerlerde süründüğünü, üzülerek gördüğüm dergi. bir karikatürde misal, fehmi koru ayağı kaymış düştü düşecek bir vaziyette resmediliyordu. balondaki espri de şu: wikileaks belgelerine göre koru, yeni şafaktan bir yazarı, ibrahim karagül'ü, eski abd büyükelçisi edelman'ın isteği üzerine işinden etmeye çalışmış. kulis yapmış atılması için. bu kadar da yalan yazılmaz ki! tamam koru'yu düşman görebilirsin ama şu memlekette sağduyu sahibi herkesin koru'ya bir teşekkür borcu var, tezkerenin geçmemesi için yaptıklarına binaen. üstelik olayın wikileaks'le hiç alakası yok. yani mesele wikileaksten falan sızmıyor. olgusal bir bilgi bu. karagül madem şu sıra wikileaksten bilgiler sızıyor ben de o zaman duyduğum bir şeyi anlatayım havalarında yazıyor bunu. ama leman'ın kendine misyonlar edinmiş, cahil editörleri bunun farkında bile değildir muhtemelen.
Konya Beko Servisi
Konya Arçelik Servisi
1000. sayıyı yeni okudum. limon'dan leman'a evrildiği, lemanyak'ın, lombak'ın, kemik'in doğduğu günlerin şahidi, yılların abonesi olarak okudum. tamamını yüzümde kocaman bir gülümseme ile okudum.
gönül adamının gözünün kenarındaki gözyaşı da o karikatürcüleri anlatırdı, galip tekinin eciş bücüş dünyası da, memonun osbiri de, harala güreledeki hanzo da, kıllanan adam da, tükürür gibi yazan/yazabilen nihat genç de. istanbul, taksim, istiklal ne büyülü kelimelerdi. "leman kültür diye bi şey yaptık bi arkadaş da orda bi şeyler anlatıyor" diye küçük ilanları okuduk. bir sürü karikatürcü lemanda kanatlarını çırpmayı öğrendi, ordan uçtu.
Konya Arçelik Servisi
benim gözümde leman, iki sayfa dolusu çizdiği kolajın dibine köşesine milim ebatta yazdığı "yaşasın ayrıntıcı okur" ya da "çiz çiz bitmiyo amına koyiim" diyen karikatürcü neslinin yuvası. büstün ya da dabak çok güzel çizerdi o kolajları ve baruter. uzun bir süre o yuvada olanları çok yakından tanıdık, yuvada neler olup bitiyor şahit olduk ve pek çok iyi şeyi o yuva sayesinde gördük öğrendik. 1000. sayı pilav günü gibi olmuş. ben vardım ve çoğunun ilk acemi çizgilerine şahitlik ettiğim diğerleri de çizgileriyle yanımdaydı. güzeldi. hepsinin tarama ucuna sağlık.
Florya Mitsubishi Klima Servisi
toplumu yönetme, etkileme ve yönlendirme gücü bulunan siyasetçilerin, sahip oldukları bu güç oranında eleştiriye açık olma ve katlanma zorunlulukları bulunduğu ifade edilen kararda, böyle olunca davacının kişilik hakkına yapılmış bir saldırı bulunmadığından davanın reddedilmesi gerekirken, mahkemece davalıların sorumluluğuna karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği kaydedildi."tirajı 40-50 bin civarıdır bu derginin. ama çıkın bakın, hakkında yorum yapacak milyonlar bulursunuz.
Florya Mitsubishi Klima Servisi
işte milletimizin gücü! okumadan bile yorumlayabiliyorlar. açın türkiye'nin önünü.
Vestel Beykoz Beyaz Eşya Servisi
diğer taraftan karikatürist olan davalının bir sanatçı duygusallığı ve duyarlılığı taşıdığı düşünüldüğünde bir kediyi aşağılama aracı olarak kullanmayacağının da kabulü gerekir. kaldı ki onlar, bugün tüm dünyada bir çok insanın evlerini ve yaşamlarını paylaştığı sevimli varlıklardır. bu bağlamda çizim sırasında yüzün biçimine verilen anlam-görüntü de aynı doğrultuda değerlendirilmeli, bunun kişilik hakkına saldırı oluşturmadığı kabul edilmelidir.
Vestel Beykoz Beyaz Eşya Servisi
daha açık bir ifade ile anlatmak gerekirse; davacı için 'imam hatip liseleri meselesini karışık hale getirdi, sorun haline getirdi, çözemedi' gibi sözcükler ve aynı anlama gelebilecek başka ifadelerle bir değer yargısı ifade edilebileceği gibi bu anlamı taşıyan karikatürler çizmek yoluyla da aynı değer yargısı açıklanabilir. her iki durumda da (gerek yazı ile gerekse çizimle) yapılan bu değer yargısı açıklamalarının davacının kişilik hakkına saldırı niteliği taşımadığı, aksine siyasi kişiliği ve konumu itibariyle eleştiri niteliğinde olduğu kabul edilmelidir."
Çağlayan Arçelik Servisi
"düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, demokratik toplumun temelini oluşturur. düşünceyi açıklamada, karikatürün ayrı bir yeri vardır. siyasi karikatürler, siyasetçiler için rahatsızlık yaratsa da, okuyucuların olayları daha net biçimde anlama ve kavramalarında etkili olur"
Çağlayan Arçelik Servisi
"davacı bu konuda 'bu işi çözeceğiz' biçiminde konuşmadığını ileri sürmemiştir. davalı, davacının önceki söylemlerinin kedinin yumak ipini karıştırması ve çözemez duruma getirmesine benzetilerek bu karikatürün çizildiğini savunmuştur. vardığı bu değer yargısının ifade edilmesi sırasında kedi ve yumak çizimlerinin benzetme yoluyla kullanılması karikatürün anlamı ve anlatım tekniği itibariyle o değer yargısının ifadesini sağlayan bir araç veya çizim özelliği taşımakta olup, bunun ötesinde davacının kediye benzetilmesi anlamını taşımamaktadır.
Vestel Beyaz Eşya Servisi
karikatür, avrupa'da 17. yüzyılda ortaya çıkmış, daha sonra siyasal karikatürlerin çizilmesiyle bir sanat haline gelmiştir. karikatür, gözleyeni düşünme ye ve güldürmeye yönelten ince zeka ve yetkinlik ürünü, güncel olaylarla ilgili olarak abartılı vurgular taşıyan az sözlü ya da çizgisel anlatım sanatıdır. mizah inceliğiyle hicveder ve eleştirilerde bulunur. eleştiri ise doğruyu bulmanın yollarından biridir. eleştiri sevilen ve arzulanan bir şey değildir ancak toplumun gelişmesi için gereklidir.
Vestel Beyaz Eşya Servisi
siyasi karikatür, toplumun demokratik düzeyinin bir göstergesi olduğundan zekayı ateşleme ve kurulu düzeni eleştirme gücü, tehdit olarak algılanmamalıdır. karikatür çizilerek yapılan siyasi eleştirilerin basın özgürlüğü ve düşünceyi açıklama özgürlüğüne aykırı olduğu da ileri sürülemez. görüş ve düşünceler abartılı, incitici, aykırı, rahatsız edici, belli ölçüde alaycı olabilir. basın yoluyla bu hakların kullanılması demokrasinin gereğidir."
Göztepe Arçelik Servisi
neyzen tevfik'in meşhur şiirini hatırlatmış mizah dergisidir.
"turk milleti gariptir her lafi kaldirmaz ibne dersin kizar da sikersin aldirmaz"
bir şahıs herşeyi yapacak kimse bir şey demeyecek de yaptıklarını söyleyince herkes söyleyene çullanacak; yok öyle yağma.
Göztepe Arçelik Servisi
bakalım yargıtay, penguen'in rte'yi ipe dolanmış kedi olarak çizdiği olayda ne demiş:
"baş kısmı davacıya benzetilmiş bir kedinin yanında ihl yazılı bir ip yumağı ile oynadığı, yumaktan çıkan iplerin karmaşık biçimde vücut ve başa dolaştırıldığı, baloncuk içinde (davacının konuşması olarak) 'gerilim yaratmayın... söz verdik, bu işi çözeceğiz..." sözcüklerinin yazıldığının görüldüğü ifade edilen kararda, şunlar kaydedildi:
"davacı, bir siyasi partinin genel başkanı ve ülkenin başbakanı konumundadır. siyasi yönü ve belirtilen konumu itibariyle toplum tarafından izlenmektedir. basının bu konuda kamuoyunu ve toplumu bilgilendirme görevi vardır. yine siyasi yönü ve konumu itibariyle her konuda herkesin davacı gibi düşünmesi zorunlu değildir. bu anlamda davacının eleştiriye açık olması gerektiği belirgindir.
27 Mart 2012 Salı
saks mavisi elbise
anlayamadigim bir sey var bu takim hakkinda. cok degil 1 sene once, 2009 eylul. bjklisi, fblisi, gslisi, yazari seyircisi, herkesin dilinde tek bir cumle vardi " gs ruya takimi kurdu", "efsanevi takim", ben de defans haric katiliyordum turkiye'nin en iyi kadrosu olduguna.
saks mavisi elbise
neyse bugune geliyoruz "gs'nin kadrosu cok yetersiz, bursa'dan kotu", ayni yorumcular taraftarlar diyor. dusunuyorum, 1 sene once bu takimda olup simdi olmayan kim var? keita, nonda, leo franco. keita tamam iyi, nonda genelde yedek degilmiydi bu adam, leo franco'nun da oyle ufuk'tan cok bi artisi yok bence. (jo, dos santos henuz gelmemisti)
2 adamla mi bir takim ruya takimdan en kotu kadroya gidiyor. bu ne dengesizlik? turkiye'de futbol yorumculugu bu iste.
taşlı gelinlik modelleri
galatasarayın bu durumdan kurtulması için ilk olarak yönetimin görevi bırakması gerekir. adnan polat stadı açıp bir dahaki kongrede istifa ederse galatasaray için hayırlısı. ama yok istifa etmez,daha önce gazetelerde yazdığı gibi hakan şükürü takımın abisi gibi menajeri gibi getirip ona yönettirecez vaatlerinde bulunur seçilirse,galatasaray için kötü günler devam eder.
taşlı gelinlik modelleri
galatasarayın başında diğer kulüplere bu düzeyde sirayet etmemiş bir bela var. abilik müessesesi. ama bu abilik çok farklı bir abilik olayı. abi evi gibi bir şey oldu galatasaray. hakan şükürlerden,bülent korkmazlardan beri. işin kötüsü bu abiden kardeşe geçen abilik olayı,yani bülentten ayhana,ayhandan ardaya,ondan kısmetse emre çolaka geçip gidecek olan bu abilik olayı,git gide berbat bir hal alıyor. takım abisi sayılanlar kendilerini takımın ve teknik direktörün üstünde bir yerde görüyorlar. bu çok tehlikeli bir durum.düşünceleri şu; her gelen teknik direktör geçici,asıl patron onlar,yabancı oyuncular akıllı olsun,floryanın asıl sahibi yerli oyuncular.
bebek battaniye örnekleri
birileri galiba bu delnanı kandırdı. bank asya'da da şampiyon olunca şampiyonlar ligine falan gidebileceğini düşünüyor olsa gerek. bank asya'da daha düşük maliyetle bi' takım kurup şampiyon olurum şampiyonlar ligine gider paranın mına korum gibi bir düşüncesi var sanırsam sanki galiba yani heralde ve muhtemelen.
sezon başında takımda iyi / çok iyi futbol oynayabilecek 9 adam vardı.
zvjezdan misimovic: 2 ayda bitirildi. devre arasında geri yollanacağı konuşuluyor. barış özbek'e verilen şansın 10'da 1'i kendisine verilmedi.
arda turan: kaptanlık verildi. iyice yük bindirildi ki altında kalsın, ezilsin. bu adam fenerbahçe'de olsaydı şimdi sadece futbol oynuyor olurdu. çünkü orada aziz yıldırım* var, takımı sabote etmedikçe futbolcusunu yem etmeyecek nitelikte bir adam. arkasında sadece lafta duruldu. ne bir psikolog ne de profesyonel destek verildi. bayrak adam yapılmaya çalışılırken taraftarın bile kendi içinde 2'ye bölünmesini sağlandı.
elano blumer: mario jardel'den sonra bir diğer fiyasko. alındığı fiyatın 3'te 1'ine gönderildi. oysa son haftalarda çalışan çabalayan bir görüntüsü vardı. daha sezon başında "futbolcu nasıl soğutulur" konulu tiyatronun konusuydu.
lucas neill: kişisel olarak görünen bir problem yok fakat kendisi servet çetin'in yanında oynuyor.
bebek battaniye örnekleri
milan baros: sürekli sakatlandı. 2 sezondur gerçek anlamda verim alınamıyor.
lorik cana: geldiğinden beri eleştiriliyor. ben halen sebebini anlayamadım. en azından benim beklentimi karşıladı. hangimiz ondan pirlo performansı bekledik ki?
ufuk ceylan: süre alıyor. en azından sezon sonuna kadar sürekli kalede olmalı.
musa çağıran: nerde bu adam? barış özbek'ten kötü mü de şans verilmiyor?
harry kewell: sezon başında yaşananlar ortada ya git denmeliydi ya da gel. resmen oyun oynandı üzerinden, tam bir yönetim fiyaskosu. tüm bunlara rağmen performansı ortalamanın üstünde.
tüm bu yazının yazılma sebebi elano blumer'dir. insan ancak bir yere kadar dayanıyor. hem elano hem misimovic transferleri doğru yapılmış işlerdi. çünkü kimsenin bu adamların yapabileceği katkıdan şüphesi yoktu. kariyerleri boyunca gittikleri her takımda iyi-kötü futbol oynayan, sorun çıkarmayan bu 2 adam galatasaray'a gelince bir anda sorunlu oldu. yani sorun kesinlikle bu adamlarda değil, onları oynatamayan ortamda/yönetimde. artık bu klüpte bir şeyler mutlak suretle değişmeli. isterse bize 25 yıl şampiyonluk getircek olsun, adı istanbulspor zamanında türlü olaylara karışmış adnan sezgin ile devam etmek artık gururumu kırıyor.
ne alınan sonuçlar, ne de kötü futbol.. bunlar değil benim sorunum. ben ne 6-0 kaybettiğimiz fenerbahçe maçında ne de tromso maçında bu takımdan utandım. yönetimin gösterdiği inanılmaz zaafiyet, futbolcuların mücadele etmemesi... işte asıl utanç bu.
artık galatasaray'ı galatasaray yapan değerler, bizim bu takıma gönül vermemizin gerçek sebepleri, olmazsa olmazları yara alıyor. bu mutlaka durdurulmalı.
fiskos örnekleri
maddi tasarruf tedbirlerim nedeniyle turk telekom arenadan kombinesini alamadıgıma uzulurken sevinmeme neden olmus takımım.her sey boyle gitmeye devam eder olur da kume dusersek adnan polat yurtdısına yerlesir tahminimce.nitekim omru hayatı boyunca sokaga cıkabilecegini zannetmiyorum.adnan polat istifa etse yeni baskan da paf takımla cıkıcaz sahaya ikinci yarı dese uzulmem valla.en azından galatasaraylılar olur sahada.
son yıllardaki abudik gubidik işleriyle oldu olacak kepenk indirip ligden çekilelim amına koyayım derdirtmiş takımımdır.
sen kalk yokluk varken uefa kupasını al, süper kupayı al..
sonra bir iki sendele, başkanın biri çıkıp riva'yı aldık, yapıyoruz olacak desin,
zilyon tane adama x lira verip x/3 liraya sat.
olacak iş değil.
fiskos örnekleri
bütün lisanslı galatasaray ürünlerimi 3-4 ay önce kaldırarak doğru karar almışım belli ki.
bu takım adam olana kadar da geri çıkarıp yenisini almaya ne gönlüm ne de lüzum var.
takımı bu hale getiren karaktersizler utansın !
zigon sehpa modelleri
son günlerde sürekli problem çıkartan,artık alternatifini aramaya başladığım program..
hatta yeri gelmişken son günlerden bir msn diyaloğu:
-öyle ya çok zordu sınav
-aynen,benimde rezalet
-abi bu arada çevrimdışı görünüyorsun.nedir yorumun?
-ben gidiciyim galiba...
zigon sehpa modelleri
dedikten hemen sonra kopmuştur.
gömme dolap modelleri
80gb hard diskte 5gb bo$ yer varken anla$ilamayan bi' $ekilde toplam 32gb balon dosya üretmi$, ayrica tarafimdan microsoft'a kurulan baglanti loglari(msn baglantisi degil) bulunmu$tur. inceden tirsmanin da etkisiyle, messenger 8.0 sayesinde iyice $i$en bilgisyarima format atip 7.0'a döndüm...
en azından kendisini bilen* bir program. kurulum exe'sini başkasına yollamaya kalkınca "bu sakıncalı bir dosya, gönderemem" diyor.*
gömme dolap modelleri
bütün gün bağlanamayınca msn ağı göçmüş durumda sanmıştım, lakin emektar miranda-im şak diye bağlandı. bende kabahat tabii; sen misin şebek sırıtıklar, titreşimler göndermek isteyenlere kanıp program değiştiren...
merinos halı modelleri
bu programda login olurken iki hacıyatmazımsı insan figürü döne döne sevişmektedirler ve er kişi boşalayazarken bir titreme gelir *.boşaldığı anda siz de online olursunuz, beraber rahatlarsınız. (bkz: sarsılarak bosalmak)
merinos halı modelleri
msn'nin basit kullanım ve arayüze sahip sohbet programı. 2000 yılında yerini icq'ya kaptırmıştı ancak son 1.5 yıldır türkiye'de oldukça popüler. bunun dışında her türf firewall'un arkasında çalışması, icq'ya karşı sahip olduğu avantajlardan biri.
ranza modelleri
msn 7'de gelen smileyleri, nudge'leri falan gorup cocuk oyuncagi gibi cicili bicili seyler diye burun kivirdigim program. ancak simdi nudge atmaktan hoslanmiyor muyum, hoslaniyorum, emoticon yuklemiyor muyum, yukluyorum. microsoft'un bizleri yavas yavas koyunlastirdiginin ispatidir. eskiden icq cici, msn kaka derken 2 senedir icq'ya el surulmemistir ve cok karisik bir program olarak gelmektedir.
"81000370 veya 80072f0d: msn messenger'da oturum açamazsınız
msn messenger
üzgünüz, şu anda .net messenger hizmeti oturumunuz açamadık. lütfen daha sonra yeniden deneyin. 80072f0d
– veya –
.net messenger hizmeti oturumunuzu açamadık; bunun nedeni internet bağlantınızdaki bir sorun olabilir. lütfen daha sonra yeniden deneyin. 81000370 "
ranza modelleri
microsoft tarafından, yukarıdaki hata mesajları alındığında, aşağıdaki yöntemleri denememiz önerilmektedir:
1) görev çubuğundaki bildirim alanında msn messenger simgesini (saatin yanında) ve ardından çıkış'ı tıklatın.
2) aşağıdakileri yaparak güvenli yuva katmanı (ssl) önbelleğinizi temizleyin:
a. görev çubuğunda başlat'ı tıklatın ve ardından denetim masası'nı tıklatın.
b. ağ ve internet bağlantıları'nı tıklatın.
c. internet bağlantınızı ayarlayın veya değiştirin'i tıklatın.
d. içerik sekmesini tıklatın.
e. sertifikalar altında ssl durumunu temizle'yi tıklatın.
f. onay aldığınızda tamam'ı tıklatın.
3) aşağıdakileri yaparak şifreleme hizmetleri ile ilişkilendirilmiş dll dosyalarını önceden kaydettirin:
a. görev çubuğunda başlat'ı ve sonra da çalıştır'ı tıklatın.
b. aşağıdaki ifadeyi kopyalayıp aç kutusuna yapıştırın:
regsvr32 softpub.dll wintrust.dll initpki.dll
c. tamam'ı tıklatın.
d. her onay aldığınızda tamam'ı tıklatın. üçüncü onayın görüntülenmesi, bilgisayarınıza bağlı olarak bir dakika sürebilir.
4) üçüncü onaydan sonra msn messenger programını yeniden başlatın ve oturum açmayın yeniden deneyin.
oda takımları
bana killigi olduguna kesin olarak inandigim program. aylardir kullandigim email adresimden login olmaya cali$tigimda "hizmete gecici olarak kullanilamadigindan msn messenger oturumu acilamadi. lutfen daha sonra tekrar deneyin" hatasi verip online olmamakta. ancak gidip alakasiz bir email adresi ile login olmayi denedigimde gayet duzgun cali$maktadir. kullandigim surumde problem oldugunu du$unup en yeni surumu yukledigimde de sorun devam etti belki bir care olur diyerek windows messenger'i denedim, sonuc yine ayni hata mesaji, ayni killik. saatlerde ba$inda hirs yaparak kasmama ragmen henuz bir sonuca ula$abilmi$ degilim, tabi bu cabalarim sirasinda bill gates'in de kendisine ve ailesine cok hayir duasinda bulundum.
oda takımları
taç pike takımları
zırt pırt yeni versiyonumuz var bak ne güzel diye adamı sinir eden, üstelik zorla yükleten, üstelik hiç bir yenilik de görülmeyen dangalak program...
paralı olacakmış bir de, kıçımı yesin bill..."10 ağustos 2005 tari inden itibaren msn parali olacakmış. u maili listendeki en az 18 kişiye yolla bedava üyeliğin devam etsin.şaka değil, www.msn.com ' a gir ve gör. mailleri yolladığında msn' deki yeşil adam mavi olacak" şeklindeki bir mailin öznesi kişi, mevki, kuruluş. -metindeki ifade yanlışlıkları düzeltilmemiştir, orijinal halin korunmasına özen gösterilmiştir-
taç pike takımları
bu maili bana gülmek atan arkadaşıma maili başka bir arkadaşı ciddi ciddi atmış. üşenmedim saydım, cidden 18 kişiye göndermiş. mesajı ona gönderen kişi daha da garantili olsun diye 24 kişiye göndermiş. aa ayın 12'si olmuş, ben bankaya gidip msn adidatımı ödeyeyim bari. etrafta yeşil adamcıklar görüyordum. meğerse bundanmış.
saat modelleri ve fiyatları
bill gates çıkardığı insanları microsofta (windowsa) bağlılığını arttırmasına neden olan yıllarca kullandığım, numaralarını hacklediğim icq nun yerini almaya çalışan ve son yıllarda yerini alan program. bu program türkiyede çok fazla kullanılıyor. yurtdışında insanlar hala icq programını kullanıyor.
saat modelleri ve fiyatları
türkçe çevirisinde "kişiler oturum açtığında veya ileti gönderdiğinde ses çıkar" olması gereken seçenek "kişiler oturum açtığında ses çıkar veya ileti gönder" olarak çevrilmiş sohbet programı... allahtan arka planda bunları işleyen bir yapay zeka yokta her açtığımızda "bip" mesajlaşlarıyla boğuşmak zorunda kalmıyoruz
hublot saat fiyatları
kısacası bizlerin icq ile yaşadığımız olanakları çok saçmasapan ve anlaşılmaz bir biçimde unutturmaya çalışan, kullanıcıya hiç saygı göstermeyip onu sömürmek için elinden geleni ardına koymayan hasta bir programımsıdır bu msn messenger.. gün geçtikçe elimizdeki teknolojinin nasıl sömürüldüğünün de kanıtıdır..
hublot saat fiyatları
(edit: unofficial olan messenger plus zımbırtısı ile burada saydığım abuklukların çoğunu ortadan kaldırıyor gözükmesi hatta komik registry ayarları olanağımızın da olması bir haftalık dayanılmaz test sürecinde beni msn den gene buz gibi soğutmuştur.. sonuç olarak msn messenger bu kez bir daha kurulmamak üzere msn'in bol reklamlı ie yalakası sayfalarında "daha sonra kur" şeklinde beni bekleyecektir sonsuza dek.. ben plus kurup daha da kastıracaksam, miranda'yı hayvan gibi plug in ler ile döşer msn'cilerin rüyalarında bile göremeyecekleri şıklıkta ve pratiklikte mesajlaşırım ki öyle de oldu.. çok isteyenlere plus ile resume destekli file transfer plug in'i bile yapmışlar, en azından uğraşıyorlar.. yani işte her iki tarafta da aynı plug in varsa işe yarıyormuş.. denemedim, bana çok fazla.. zaten msn kontaklarım arasında ne plus kullanabilecek biri var ne de plug inleriyle cebelleşecek biri.. bir de şu plus'ı geliştiren de ms olsaydı ne komik olurdu ya.. bir palyaço ancak bir maymuna dönüşüyor ama maymun un içinde gene bir palyaço var.. gene de plus'ı geliştirenleri kutlamak gerekli.. ms'in msn'in kodlarını başkalarıyla paylaşmamasına karşın kimileri için bir umut olmaya devam ediyorlar.. ta ki miranda gereken o kocaman noktayı koyana dek.
koltuk takımları fiyatları
az once olabilicek en hardcore şekilde "yeni msn cikti, devam etmek icin indirmek zorundasınız, indirmek istiyomusun lan?" diye soran program. sıkıyosa hayır de. ben ingilizce kullansam da, en beter windoz turkcesine sahip sanırım. çevrim içi bi kullanıcıyla aktiviteye girmek istiorum, mümkünse önce tavla oynayıp sora da memelerini ellemek istiyorum.
koltuk takımları fiyatları
zirt pirt gocen ve bilgisayari restart etmeden tekrar acilmayan.. kaldirip, tekrar kurduktan sonra ise bu sefer "baglantinizda bir sorun var baglanamiyorum" gibilerinden bir seyler sacmalayan gerzek program.. baglantimda bir sorun varsa web messenger nasil baglaniyo dangalak progam?
modern yatak odası takımları
internet bağımlığı tehlikesinden dolayı uzunca bir süre kullanmamakta ısrar ettiğim ama bir gün çok önemli bir dosya transferi için açmak zorunda kaldığım ve o günden beri de hayatıma fena halde sirayet eden fevkalade kullanışlı işe yarar bir hede
modern yatak odası takımları
her ne kadar zaman zaman kafamizi sokmak istesekte artik elimiz ayagimiz olmus olan yazilim. gonul ister ki msn 7.0 beta'da su insanlarin isteklerine kulak verselerde cok basarili olsa diyoruz ama gene de kafamizi sokma istegimizi icimizden dilimizden eksik etmiyoruz torunlarimiz gorur insallah bu fasiliteleri.
ahşap sandalye
sanırım bu bir çeşit danışıklı dövüş ya da komplo örneğinin aracı..
icq nun yarattığı bağımlılık msn de hayat bulunca, dedelerimizin vefasızlık diyeceği bir davranışla gömdüğümüz yerden çıkarttık icq yumsn çöküverince..
rekabetin hangi seviyede olduğunu bilemiyorum ama icq nun iyi ya da kötü parmağı var bu işte..şu diyaloğa vesile olabilecek program:
ahşap sandalye
logar - hayır efendim, olmaz öyle şey. ne messenger'ı? biz icq çıktığından beri onu kullanırız, uin imiz bile altı haneli. montaj bu, montaj...
arif - gördük montajı. çatır çatır messenger kullanıyordununuz. 7.0 beta ile birbirinizi bile titreştiriyordunuz grup halinde, çektik videoya.
sonuç: eski dostlarını yarı yolda bırakmayacaksın!
bilgisayar sandalyesi
maykrosoftun çok şekilli yaptığı, kıpır kıpır, cıvıl cıvıl özellikler eklediği mesajlaşma programı.. tamam kardeşim msjlar gönder tuşuna basınca anında karşıya gidio güya, ama gitmio işte insanı çıldırtacak kadar sıklıkta.. sora insanı paranoyak edio, karşındaki adama "hacı msjım gelmedi mi?" diye sorup duruyosun bi müddet cevap alamazsan, ya da tam tersi.. icq'da gönder tuşuna bastığında belki çok değerli olan 1 saniyen gidio olabilir ama en azından için rahat, altın kuru..*
bilgisayar sandalyesi
portatif bebek beşikleri
msn messenger destekli cep telefonundan gayet rahat girilebilmekte.lakin kimsenin olmadigi bi msn neye yarar su an onun karmasasi icerisindeyim. isvicreli bilim adamlari da pek rahat degil bu konuda allah sabirlar ihsan eylesin.
portatif bebek beşikleri
allahın belası lazım olduğunda sesi çıkmayan bozulan susan , lazım olmadığında çatır çatıra çalışan garip gurup mesajlar gelen cep telefonu gibi şey. kablosu falan koptuysa nerde ben bağlıycam yeter be!
hizmetten veya internetten kaynaklanan bir sorun nedeniyle şu anda .net messenger service bağlantısını sağlayamıyoruz.lütfen bilgisayarınızın internete bağlı olduğundan emin olunuz
bebek takımları
kendimi idiot gibi hissettiriyor bana. mesajların gelip gittiği yerin üstüne gelince "gönderilmiş ve alnmış iletiler", aşağıda mesaj yazılan yere fare geldi mi "mesajınızı buraya girin", yok sana girecem ben mesajı...embesil muamelesi ediyorlar adama, iki program yazdılar ahkam kesiyorlar...
bebek takımları
mesaj penceresinin background'unu kömürlük karası (ya da herhangi bir koyu renk) yapmaya müsaade etmediğinden içten içe kin güttüğüm program. bakalım bir yerde patlayacak ama nerde.
aptal güvenlik açıkları nedeniyle kıçıkırık bir dallamnın bile kolayca hek edebildiği şifreyi üyelik bilgilerini hepsini catır çatır değitirebildiği , üstüne üstlük yetmezmiş gibi listedeki tüm insanlara küfürler saydırabildiği , biricik sevdiceğin fotoğrafı için "fotomontaj yapıcam mahuhuhu" diye tehtid yağdırabildiği adamın sinirlerini alt üst eden program..
Bahçeköy Çamaşır Makinesi Servisi
şu aşamada ne ligden düşürülecek, ne de şampiyonluğu elinden alınacak kulüptür.
futbol federasyonu'nun avrupa kupaları'na katılacak takımları bildirmesi gerekiyor yakın zamanda.. federasyon da çok büyük ihtimalle, lig nasıl tescil edildiyse ona göre verecektir bu listeyi uefa'ya. yargı süreci bitmeden fenerbahçe spor kulübü'nün futbol takımı adına olumsuz bir karar verilebileceğini zannetmiyorum... ola ki yargı süreci tamamlanır ve şike olduğu tamamen ortaya çıkarsa ligin ortasında da olunsa, bank asya'ya düşürülür ve şampiyonluğu da elinden alınır fenerbahçe'nin...
Bahçeköy Çamaşır Makinesi Servisi
tam tersi şöyle düşünelim; federasyon bir karar verdi ve fenerbahçe'yi ligden düşürdü, şampiyonluğu elinden aldı ve doğal olarak avrupa kupaları'na katılmaktan men etti.. aylar sonra tamamlanacak yargı süreci bitiminde de fenerbahçe aklandı.. işte o an, fenerbahçe'nin elinden alınan şampiyonluğun, ligden düşürülmesinin ve şampiyonlar ligi'nden uzaklaştırılmasının bedelini kimse ödeyemez, ortalık acayip şekilde karışır ve çok büyük bir kaosa doğru sürükleniriz..
işin özü; fenerbahçe spor kulübü'nün kişiler nezdinde şike yaptığı kanıtlanmadan, fenerbahçe yargı süreci sonunda suçlu bulunup hüküm giymeden, fenerbahçe'ye hiçbir kuvvet ceza veremez.. bu noktada, özne fenerbahçe değil de x bir kişi ya da kurum olsaydı da olay değişmezdi...
Beyoğlu Baymak Kombi Servisi
ya acayip nefret ediyorum bu takımdan da bu takımı turan taraftar profilinden de.. aziz yıldırım'ın 2004 yılından beri bu tarz şikedir hiledir hurdadır gibi mevzuların içinde olduğundan emin olduğum ve artık bunun yavaş yavaş kanıtlanması beni memnun etse de... içimde bir huzursuzluk var.
bir beşiktaşlı olarak fenerbahçe'nin olmadığı bir ligde şampiyon olmak şahsımı tatmin eder mi? etmeyecek galiba.
Beyoğlu Baymak Kombi Servisi
şu olayların cezası küme düşmektir.. küme düşmesin demiyorum tabi ama.. halet-i ruhiye olarak fenerbahçeli arkadaşlarımı şampiyon olduktan sonra sinir edemeyecek olmak üzücü.
fenerbahçelilerin aşırı bir güven besledikleri futbol takımı. o kadar eminler ki fenerbahçe'nin dokunulmaz olduğundan, spor tarihimizin en büyük olayı yaşanırken bütün fenerbahçelilerin içi çok rahat.
fenerbahçe, başkanının şike yaptığına dair bir mahkeme kararı çıkması durumunda kesinlikle küme düşürülecek takımdır. hatta bu karar büyük ihtimalle futbol federasyonu tarafından, mahkemenin sonuçlanmasından önce verilecektir. bunun fifa'sı var uefa'sı var. olayın boyutu örtbas edilebilecek noktayı çoktan aştı.
tabi deliller yetersizse bir umut var ama bu noktada buna ihtimal veremiyorum.
fenerbahçeliler "futbol trt'de izlenir" pankartlarını hazırlasınlar.
Acıbadem Bosch Servisi
neredeyse hiç karışmam böyle fanatizm kokan tartışmalara ama artık bazı (bak bazı diyorum hepsi değil!!!!) gs bjk veya ts taraftarının "bank asya'da başarılar", "linyitliyle büyük derbi" eki eki tarzı esprilerine dayanamıyorum. nasıl o taraftar gruplarının içerisinde troll olan, denyo olanlar varsa aynı denyolar fener taraftarı arasında da vardır ki bu yüzden mantıklı yazarlar bile çileden çıkıyor. fenerli denyo diyor ki yok "süper lig bizsiz olmaz", yok "gs liler biz olmadan şampiyon olmasına sevinemez", yok lig tv batarmış da şuymuş buymuş.. ben de fener'liyim eyvallah, yaptıysak da yeni kanunla -bize patlasa da (evet hiçbir takımın temiz olduğuna inanmıyorum) ya da diğerleri temiz olmasa da- suçlu bulunursak ikinci lige de düşürsünler, yerden yere vursunlar takımı kurallarda yazdığı üzere.. ancak gs li veya bjk li denyo da gelip buraya "bak gs liler şike olduysa hemen küme düşelim" ya da "bjk başlığına bak, şike yaptıysak hemen düşelim" diyo ama "fenerli taraftarlar mal hala savunuyolar" şu bu deyip genelliyorlarsa ona katılmam arkadaş.. onları da bu soruşturma kapsamında bu kadar suçlamayla görseydik, onlar da öyle ya da böyle bir şekilde savunma mekanizmaları sonucunda bir şeyler bulacaklardı.
Acıbadem Bosch Servisi
ve de yine aynı denyo grup gelip buradaki denyo fenerlilerin yorumlarını eleştirip, ondan gaza gelip tüm fenerlilere sallarsa, o hiç olmaz; ama dedik ya işte bunları yapanların hepsi dingil, sığır.. ayırt etmeden çok nadir de olsa, efendice yorumlarını yazan yok mu? tabi ki var, zaten ekşi sözlük'ün geldiği nokta da tartışılmalı da onun yeri burası değil ayrı konu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)