3 Şubat 2012 Cuma

Buda Tamamdır ?

hakkında yazılcak pek bir şey olamayan bir maçtı aslında. ama ben ömrümde bu kadar çok sinirlendiğimi, üzüldüğümü, utandığımı üst üste yaşadığımı hatırlamıyorum. çok sinirlenmedim, üzülmedim ama hepsi üst üste geldi. salona ilk gidişim, muhtemelen bu sezon bir daha da gitmem. ilk maç da en ucuz biletlerin 17.5 lira olduğunu görünce bunu ilk maç oluşuna vermiştim. bu maçın da 17.5 lira oluşu beni şaşırttı ama hem diamantidis sevdam, hem fenerbahçe sevdam ağır geçti ve gittik işte. salonun yeri güzel sayılır, gelirken ulaşım kolay ama dönerken çok sıkıntı yaşadık. salonda her şey güzel. ama bir şey eksik. samimiyet. örnek vereyim, girişte sizi önce polis, sonra güvenlik karşılıyor. içeri girince host ve hostesler filan yardımcı oluyor. adlarını da misafir ilişkitörü mü ne koymuşlar. o ne amk. müşteri diyememişler, taraftar demek de kaba gelmiş heralde, misafir bişibişiyiymiş. salonun koltukları bildiğiniz sinema koltuğu, millet oraya otursun, yerinden de kalkamasın diye yapmışlar sanki. öyle de oldu zaten. seyirci resmen uyuyordu, ben hayatımda bu kadar ruhsuz seyirciyi çok az gördüm. 2,3 sene önce abdi ipekçi de 2 liradan bilet satılan bi aris maçı vardı. play off maçları en fazla 5 lira olurdu. salondan çıkınca ertesi sabaha kadar başım ağrırdı. nerde onlar, nerde bu kepaze herifler. kusura bakmayın ama bilet fiyatıyla-seyircinin oyuna müdahil olması arasında ters bir orantı var. ha gelen seyirci belki basketbolu çok bilmez ama takımı ateşler. bugün önümde 3 kişilik bir aile vardı. adam,karısı ve oğlu gelmişler. sanırım o çevrede oturan hali vakti yerinde insanlardı. çocuk bi cips bi patlamış mısır yedi, öldürmek geldi lan orda. utandım. bi kere ayağa kalktı adam maç boyunca, son 5 dakikada, erkenden kaçabilmek için. ben böyle adamlarla aynı takımı tuttuğuma utanıyorum. cefakar taraftar grupları da -hiç birine üye olmamakla beraber, vamos bien'e sempatim var- mecburen elit salonumuzun, en üstünde (en ucuz kategori) konuşlanmak zorunda kalmışlar. olmuş size tam bir seyirlik. her arada bi ülker reklamı. bi de orkestra koymuşlar.adamlar fena değiller ama, yemek müziği yapıyorlar. caz orkestrası sanki amk. uyuttular bizi. teknik olarak hiç bişey demedim sanırım. ona da kısaca değinelim. geçen maç potalar sert filan dedik. lan bu potalar bi tek bize mi sert ben anlamadım zaten. bu kadar kötü hücum etmeye hakkımız yok, hele maç başında felakettik. e malumunuz olduğu üzere pao'nun en az 8-9 oyuncusunun paçalarından tecrübe akıyor. kafamızı oyuna sokmamıza hiç izin vermediler. dimitris diamantidis, kontrolü o kadar iyi elinde tuttu ki, kendisinin nabza göre verdiği şerbeti içmek zorunda kaldık biz de. ayrıca jasikevicius'u da çok özlemişim onu fark ettim, keşke kadroda tutabilseydik. artık spahija'nın zamanı doldu sanırım, gist ver jerrels'ı kendisi istemişti. ama olmadı gibi gözüküyor. özellikle gist bizim istediğimiz sertliği bize sağlayamıyor. evet uçucak kaçıcak,blok yapıcak, smaç basıcak spekteküler bi adama bazen ihtiyaç vardır, ama bu birincil ihtiyaç değildir. batiste, eze gibi adamlar takımları sırtlayabiliyor, ki özellikle ilk periyotta olmak üzere pao'nun sıkıştığı anlarda batiste devreye çok iyi girdi. tanjeviç gittiğinde ertuğrul hocayla işler istediğimiz gibi gitmişti. hatta oyunculara verdiği özgürlük, dağılmayı değil, bütünleşmeyi sağlamıştı. sanırım en doğru tercih ertuğrul hocaya emanet olmak olucak.yazdıkça canım sıkılıyor ya, yeter bu kadar sanırım. ilk mac hadi olabilir dedim. ikinci mac oha ya bu herifler acayip zayif kendi evimizde olmamali boyle aman neyse kazandik dedim. buna ne diyecegimi bilmiyorum. takimda olmamasi gerektigine inandigim, icindeki atesten eser olmadigini defalarca gordugum sinirli yetisine ragmen sahanin en iyisi ve isteklisi kaya peker olunca olayi nasil yorumlayacagimi sasirdim. gercekten bu takim kotu bir takim degil. tamam belki final four icin cok iyi degil ama bugun sahada verilen mucadelenin takimi degil. duduk calinmasindan son saniyeye kadar bir tane gercek hucum izleyemedik. gecen sene gordugumuz hizli pas trafiginden eser yok. savunmadaki sertlik gelip gidiyor sureklilik yok. takimimizin bence acik ara en iyi oyuncusu emir sahada yok. verilen gorevi de surekli degisiyor. bojan gibi imkan taninip, ortam yaratildiginda cilgin atan bir skorerimiz var ama ne ortam yaratilabiliyor ne de imkan taniniyor. donmesi dort gozle beklenen vidmar'dan sifir fayda saglaniyor. tomas gecen senenin 10'da birini oynamiyor. ya spaja'ya laf edecegim ama ona da edemiyorum. toplu bir suursuzluk var. kime ne diyeyim, nasil edeyim bilemiyorum. uzuluyorum sadece. hele bugun cok uzuldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder