8 Mayıs 2012 Salı
Bursa Demirdöküm Servisi
ne kadar doğrudur ne kadar yanlış bilemem. ama böyle bir olayın türkiye'de imkansız olduğunu zannetmiyorum. öyle ki tayfur havutçu futbolu ile beşiktaş'ta sırıtmamıştır. zaten futbol'da 3. lig futbolcusu ile 1. lig futbolcusu arasında kas ve kondisyon farkı pek yoktur. farkı yaratan yetenek ve mantalite'dir. yoksa kondisyon dediğin çalışmakla yapılabilen birşeydir. tayfur'un beşiktaş'ta sırıtmamasının tek nedeni mantalite olarak yeterli düzeyde olması ve ön libero mevkiinde oynadığından yeteneğe ihtiyaç duymamasıdır.
herneyse, konuyu fazla dağıtmadan, süleyman seba olayını noktalayayım. süleyman seba, zaten profesyonelliğe gayet uzak bir türkiye'de, yetersizliğiyle fazla sırıtmamış olan efendi başkandır. tek artısı, insanlığıdır. beşiktaşlı duruşunu bkz haznemize kazandıran insandır.
Bursa Demirdöküm Servisi
geçelim serdar bilgili'ye. serdar bilgili benim gördüğüm en güzel beşiktaş başkanıydı. birkaç transfer hariç,* yaptıkları transferler gayet yerindeydi. birkaç transfer hariç dediğim de, lucescu'nun isteğiyle alınan adrian ilie ve maldaraşanu gibi adamlar. ki lucescu aynı şekilde radu isimli bir rumen forveti galatasaray'a aldırmış, radu oynadığı süre boyunca "kapalı kutu" adıyla anılmış ve kapalı kutu olarak galatasaray'dan ayrılmıştı. herneyse, serdar bilgili yönetiminin takıma yaptığı transferler gayet yerinde ve faydalıydı. mesela bir zago 50'nin üzerinde brezilya milli takımı forması giymiş kaliteli bir stoper'di. yanındaki ronaldo'nun da aynı millet'ten olması defansta ikilinin birbirleriyle anlaşmalarını kolaylaştıran etkenlerdendi. giunti milan'da oynamış kaliteli bir ön libero idi. kale'de bir cordoba vardı, topu oyuna kazandırmasıyla taraftarını mest ederdi. bunun ne önemi var ki demeyin. rakibe attığınız her top, rakibinize bir atak yapma şansı daha vermek demektir. işte rüştüyü görüyoruz. her neyse, diyeceğim o ki, 11 puan fark attıktan sonra kaybedilen şampiyonlukta serdar bilgili'yi yuhalayan taraftar hakkettiğini yaşıyor şu son 4 ya da 5 yıldır. beşiktaş'ın o sene şampiyonluğu kaybetmesindeki en büyük rol, ilhan mansız'ın sakat oluşu, ve artık ondan faydalanamayacağını anlayan yönetimin bonservis gelirinden yararlanmak adına devre arasında satması ve "transfer istemiyorum" diyen luçescu'nun inadı yüzünden yerine adam alınmadan forvetsiz sezona devam edilmesi. sinan kaloğlu filan vardı yanılmıyorsam forvette, ki inanılmaz kötüydü, hatırlayan varsa bana hak verecektir. ahmet dursun bitmişti artık. nouma'yı bak hatırlamıyorum. o sene var mıydı, yok muydu? neyse, demek istediğim beşiktaş'ın atak gücü çok zayıflamıştı o sene. ve bu yüzden beşiktaş'ta bir düşüş yaşanmıştı. sonra da bilgili gitsin istenmişti.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder