1 Mayıs 2012 Salı
Bosch Bursa Servis
arkanı bir dönersin, o iki dakikalık muhabbet esnasında, sevgili kedin siparişin ambalajını açmış, hamburgerin köftesini çekip çıkarmakla meşgul.
o anda müdahale etsem en azından zemini kurtarabilirim. yatak zaten batmış vaziyette.
peki ben napıyorum? abiyi uğurluyorum!..
neden? çünkü anadan babadan bunu görmüşüz. misafir, kapıdan baktın mı görünmeyecek noktaya gelene kadar o eşikten ayrılmayacaksın.
Bosch Bursa Servis
abi ağrıyan dizlerini zorlamadan sürahi hanım edasıyla merdivenleri inerken, ben arkamı dönüp manzaraya bakıyorum: yatağımın üstünde hamburger köftesi yiyen bir kedi ve odanın muhtelif yerlerine saçılmış yeşillikler, ekmek parçaları, patatesler. en güzeli de o sapsarı hardal izi... abi yavaşça gözden kayboluyor, arkamı dönüp kediden köfteyi alıyorum, götürüp mama kabına koyuyorum, yıkayamayacağım ellerimle yerdeki pislikleri topluyorum (silemiyorum çünkü istanbul'un en lüks semtlerinden biri olan cihangir'de sular akmıyor), kalan artıklarla birlikte çöpe atıyorum. neyse ki patateslere dokunmamış eşşoğlueşşek. sonradan aklıma geliyor, mutfak dolabının bir köşesine, dışardan sipariş ettiğimiz yemeklerle birlikte gelen kolonyalı mendilleri depoluyorduk. gidip bir kolonyalı mendil alıyorum, ellerimi siliyorum, sonra da klavyenin başına geçiyorum ki, mallığımı sizinle paylaşabileyim.
hayır arkadaşım, mallık yukarda yaptığım değil. o sadece bir hata. ilk anda kedinin üstüne atlamalıydım ama bunu yapmamış olmam sadece bir hata. mallığım şu ki, bir daha aynı pozisyonda kalsam, muhtemelen aynı şeyi tekrar yaparım...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder