Çeşme Arçelik Servisi

baya bi kücükken tvde tenis macina denk geldigimde hatali servis/foul ya da her ne ise bilemedigim bi sebepten bagiran cizgi hakemlerinin biyerine top carptigi icin bagirdiklarini sanir, icin icin üzülürdüm hallerine. sözlüğe ilk yazar olduğum dönemde* bir sözlük celebritysi fena kafaladı beni. hayat hikayesinin ve kendisinin çok başka olduğunu şu anda görebiliyorum. bildiğin taşak geçmiş herif yeniyim diye. neyse. bunu anladığımda bildiğin eğlendim ben.* ama kimseye anlatmadım. Çeşme Arçelik Servisi ciddi ciddi birisinin ölmesini dilemeye basladim. her hangi biri degil yani, belli birisi. resmen oksijen israfi ve dünyaya yayilan tüm kötülügün kaynagi gibi geliyor adam bana. tamam, kabul ediyorum, bayagi bir duygu aktarmasi var bu isin icinde. bol bol in treatment izleyerek, kendimi paul abiye tedavi ettirmeye calisiyorum. herkese atıp tutuyorum, "ne olur canım ingiltire'ye gittiğimde bi kaç ay sürünürüm sonra elbet düzlüğe çıkarım. dayanırım ben ne olacak canım ki?" diye. ama sözlük var ya ölesiye korkuyorum yapamayıp iki üç ay içinde geri dönmek zorunda kalmaktan. parası da çok yani, bir de verdiğin o kadar paranın karşılığını alamadan tıpış tıpış bu eve*dönmek de var. marmaris hisarönü körfezinde başladı her şey. bolca alkol alınmış bir gecede kumsalda gitar çalıp şarkı söylüyordum onu ilk gördüğümde… yan şezlongdalardı utanıyorlardı gelmiyorlardı yanımıza iki arkadaşı vardı yanında.sonra kız arkadaşlardan biri davet etti onları yanımıza kısa bir tanışma faslından sonra devam ettik biz keman çalan arkadaşımla çalıp söylemeye saatler ilerledikçe kampa dönüyordu herkes gittikçe azalıyorduk en son iki arkadaşı o ve ben kaldık sabaha kadar konuştuk güldük. saat 07:30 gibi gittik uyumaya ama öylesine bir etkilenmeydi ki bendeki öylesine bir istek içimde her an yanında olmak istiyordum…sabah saatlerinde uyumamıza rağmen 10:30 gibi ayaktaydım aklımda sadece o vardı...bir güçte bizi itmek istercesine birbirimize… kardeşim yalnızca onun telefonunu almıştı bir sonraki gün haberleşmek sahilde beraber güneşlenmek denize girmek için …direk ulaştım kardeşim aracılığıyla birkaç bahane bulup sahile gelmesini istedim henüz kahvaltı dahi etmemişken…gün için planlar yapıp ayrıldığımızda içim içime sığmıyordu hayatımın en zor geçen iki saatiydi diyebilirim…bütün günü beraber geçirdik beraber güneşlendik beraber yüzdük baş başa kalabilmek için tüm fırsatları değerlendirdik kısacası gün içinde…