14 Nisan 2012 Cumartesi

kamil koç

staj yaptığım yere bayılıyorum. cidden bayılıyorum. bunu böyle haykırasım var ama işyerindekiler yalaka der diye susuyorum, arkadaşlarım da "manyak mısın bi stajyer staj yaptığı yere bayılır mı" diye tepki verir diye çekiniyorum. sanki tüm stajyerler stajdan nefret etmeli diye bişi var, ah şu fotokopi çektirten çay getirten kahve yaptıran şirketler ah. hala yıldız bakınız vermeyi bilmiyorum yada adı ne haltsa.. öğretene nick altı + şuku. yok lan o başka sözlükteydi.. öğretene bir kavanoz nutella. şimdi oldu. edit: yardım eden arkadaşlara teşekkürler* uzun bir aradan sonra kendimi iyi hissediyorum. sabah kalktım ve her zaman içimde olan o kötü iç sıkıntısı ve baş ağrımasının olmadığını fark ettim. beni gerçekten anlayan ve iyi olmamı isteyen insanların var olduğunu gördüm. dün gece hayatımın en güzel doğum gününü geçirdim. hayatımda ilk defa sarhoş oldum (temkinli içki içerim). mutlu hissediyorum ve bu his hiç geçmesin istiyorum. biraz da iyi anlamda bencil olmak istiyorum. insanlar kendilerini de düşünmeli. mutluyum... insan hem bu kadar mutlu olup hem de mutsuz olabilir mi? bu iki duyguyu nasil ayni anda hissedebilir. peki ya nedir bu hayatta kalma cabasi, bu cirpinislar. bir umudun bile kalmamasi. herhangi bir din'e mensup degilim belki ondandir bilmiyorum, yukarida bir tanrinin oldugundan da emin degilim, olsa bile guluyordur bize.. bir de ustune demokrasi gibi aptal bir yonetimle aptallar tarafindan yonetiliyorum, mutlu olmanin yasak oldugu bir dunyada. hep birilerinin senin adina karar verdigi dunya burasi. nasil yasaman gerektigini emreden bir dunya. vergilerini odemen gerekli bu dunyada. yarin ise gitmelisin unutma. para kazanmalisin. hih para. insanlari hergun biraz daha yuzsuz yapan, onursuzluga iten sey. gucluler ve gucsuzlerin dunyasi bu. ben gucsuzler tarafinda oldum hep. hic guclu olmaliyim derdinde olmadim. yine de ayak uyduramadim bu dunyaya. hem yabancilik hissi cektim. hani sanki istenmedigin insanlarin icinde kalmak zorunda olmak gibi bir histi bu. cocukca. hayat her gecen gun daha da katlanilmaz bir hal aliyor. nicin tum bunlar, mutluluga ulasma cabasi mi? hic sanmiyorum dostlarim, o mutluluk gemisi cokdan gozden kayboldu. bu dunya mutsuz olan insanlarin kendilerini mutlu sandiklari bir dunya. iyi bir ise girme, para kazanmanin insanlari mutlu ettigi bir dunya. bu dunya da bizlere yer yok...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder