19 Nisan 2012 Perşembe
Toygar Işıklı
gençlere sorsanız bütün yabancı müzik listelerini bilirler; ama tarihimizden üç besteciyiz bilmezler diyerek toplumun kanayan yarasına parmak basmış yürütme organının şoförü. ben bunun nedenini izah edeyim efendim. sorsanız çoğu bilmez gerçekten çünkü sbs1-sbs2-sbs-3,öss,kpss gençler dershane ticarethanesinden çıkmıyor ondan. sistemin bu yanlışlığı birçok doğruyu götürecek kudrette. bu kapalı yapılarda duraklama dönemi padişahı 1. ahmet in şehzadelere uyguladığı kafes usulü uygulanmaktadır kanımca.
gençler üç bestekarı bilmezler belki ama eminim ki hepsi bu topraklar için toprağa düşmüş askerlere, şehitlere "kelle" denmeyeceğini çok iyi bilirler.
gün ortası bülteniyle karşınızda olduk. mutlu günler...
darbe korkusuyla yaşayan başbakan. evet açık ve net darbe korkusuyla yaşıyor.
son dönemlerde ''kurumlarımızın arasında çatışma yok, biz demokrasiyle milletimizden aldığımız yetkiyle geldik, milletimiz isterse gideriz. başım gözüm üstüne.'' tarzı beyanatları hem içerisinde bir darbe korkusu yaşadığını ve iyi çevreyle iyi, kötü çevreyle kötü işler yapabilen biri olmasından mütevellit, iç politika konusunda çözemediği bazı sorunların akabininde doğru orantılı bir suçluluk psikolojisi değil midir?
yukarıda beyan ettiğim tırnak içerisindeki cümleler, ''biz'' yani birinci çoğul şahıstır. ama nitekim önceki hükümet ve hükümet başkanlarına göre, her olgunun, her olayın, kendisinde neticelenmesi ve hep bazı konularda bitirici vuruşları kendisinin yapması, benim tezimin haklılığı ve kendisinin yorulduğunun en basit ispatıdır.
öte yandan, sapla samanı öyle bir biçimde karıştırdı ki, pozitif anlamda altından kalkamayacağını anlayınca ''genelkurmay başkanıyla paslaşıyoruz'' tarzı ifadeler vermeye başladı. zihnindeki düşüncenin bir somut örneği olarak da, anayasayı değiştirmek istiyor.
kardeşim, sen sekiz yıldır iktidar değil misin? neden daha önce böyle bir söylemin olmadı? bak seçimler de iyice yaklaştı.
cevap çok basit.
türkiye de iktidarların siyasi düşünceye göre değil, parti genel başkanlarına göre endekslendiğini çok iyi bilmekte. turgut özal'ın anavatan partisi gibi kendi partisi de, aynı kaderi yaşayacak. bundan mütevellit de, bir an önce anayasayı kendi hissiyatı doğrultusunda yineleyip, cumhurbaşkanı olabilsin.
beş yılda orada otursun, hazırladığı anayasa üzerindeki kanunlar kendisinin onayına sunulsun, bol bol abdullah gül gibi, arap ülkelerine emine hanımla çokca ziyaret edebilsin. daha sonra, çoluk çoçuğuyla, torun torbasıyla mutlu keyifli bir hayat sürsün.
hayat ne kadar acımasız lan?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder