13 Nisan 2012 Cuma

Dirty talk

2-3 sene kadar önce dinlemiş olduğum bir şarkı vardı. şarkının intro'sunda ve aralarda etkileyici biçimde ıslık çalmaktaydı solist... uzun saçlı, beyaz tenli, cool bir adamdı (metalci değildi, bundan eminim) youtube'dan bakındığımı hatırlıyorum. canlı performanslarında takım giyen biri olabilir. mümkün mertebe dark bir atmosfer hakimdi konsere. ambient genre'ı olabilir. hatta sonrasında sözlükte hakkında yazılan yorumlara da bakınmıştım. sanki daha önceden bir müzik grubuna dahilmiş ama sonradan solo takılmaya başlamış olarak anımsıyorum. bir zamanların grup lideri olabilir. kimdi bu adam, hangi şarkıydı bu, deli gibi merak ediyor ve yeniden dinlemek istiyorum. hazır afrika ülkelerinde ihtilal modası eserken araya karışıp bir ülkenin yönetimini ele geçirmeyi düşünmüyor değilim. ama beni frenleyen şey ne bu işin mesakatli oluşu ne de yolun uzaklığı vesairedir. beni frenleyen şey ayağımdaki nasırdır. üç ayrı arkadaşıma, tamamdır abi haftasonu birlikteyiz, diye söz verdim, lakin hava soğuk olduğu için az önce hepsine, abi hastayım sanırım ya ben iptal edelim, diye sms attım. halbuki havanın soğuk olup olmadığını bile bilmiyorum, pencerenin kenarından şöyle bi' baktım dışarıya, soğuk olduğuna bu yönde kanaat getirdim. evet, üstelik ben, olm geç saatte yemek falan yemeyin lan ağır oluyor, kilo da yapıyor üstelik diyen ben, gece üç gibi uyanıp iki tane eti browni intense yedim. çok güzeldi lan, pişman değilim ohş. evet. böyle suratına suratına, ağız dolusu "malsın sen! tam bir malsın! ne kadar mal olduğunu bi fark etsen intihar ederdin.." diye bağırmak istediğim bissürü insan var. sokağa saldığımda eve geri dönmek bilmeyen bir kedim var. kapının önüne kadar gelip ben onu almak için çıktığımda da benden kaçıyor. konuya komşuya rezil ediyor beni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder