13 Nisan 2012 Cuma

Turn me on dinle

öldürücem ulan seni, dünyanın en vefasız insanı sen misin merak ediyorum, sana daha ne yapmalı ben bilmiyorum. bu kadar rahat, bu kadar gevşek, bu kadar vurdumduymaz, bu kadar bencil, bu kadar kaba olunabilir mi acaba ? gözüm görmesin seni, zihnim çalışmasın, kulağım duymasın, kalbim deli gibi çarpmasın, elim ayağım uyuşmasın, mideme ağrılar girmesin. yok ol, lütfen... her yerimden.. hiç gelmemiş gibi git, sonsuza kadar.. sevgili adayları çoğaldıkça götüm kalktı. hangisini daha çok istediğimi bilemiyorum, bir oyuncak alınca aklı diğer oyuncaklarda kalan hiç yetinmek bilmeyen çocuklar gibiyim. biraz daha böyle devam edersem hayatımın sonuna kadar elizabeth ile birlikte yaşayacağım. z.ö.e.: tahmin ettiğim gibi şuan elizabeth ile takılmaya devam ediyoruz. bugün akşam saatlerinde biri aradı. bır kadın. gayet samimi konuştuk. işimden falan sözetti. sonra yoğun olduğumu, geri arayacağımı söledim ve kapadım. kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yok. ölümümün bir hayvan tarafından olmasını istiyorum. "ölüm" e dair tek arzum budur. dolaylı yoldan onlara çektirdiklerim ya da insanoğlunun onlara yaptıklarının yanında benim ölüm sebebim olmaları, belki son nefesimi verirken bana biraz huzur verir diye düşünüyorum. ama muhtemelen beni öldüren hayvan katledilecektir. hatta gazeteye manşet olacaktır. "pis köpek can aldı", "katil kurbağa zehir saçtı", "piç antilop", "bok kafalı kedi" gibi... bu o hayvanın hatta o hayvan türünün aleyhine olabilir muhtemelen. umarım olmaz. olmasın. her ne haltsa. her neyse. biraz etrafınıza bakın. biraz etrafınızı "görün" siz de bana hak verirsiniz. not: ibne sinekler siz hayvan değilsiniz. kış bitiyor kokunuzu alıyorum alayınızı gömerim. : ) şu an onun evinin önüne gidip bağırarak "seviyorum seni!artık bekleyemiyorum!" demememin tek sebebi aldığım aile terbiyesidir. böyle terbiye olmaz olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder