10 Nisan 2012 Salı

Toshiba Servis İzmir

insanların beni ağlarken görmesine izin vermiyorum eğer bir filme ya da diziye falan ağlamıyorsam. yapamıyorum böyle sanki duygu sömürüsü yapıyormuşum gibi hissediyorum. bir tek ailem görüyo arada ama bazen onlara bile göstermiyorum. bu ağlamadığım anlamına gelmiyor tabii. kimi zaman herkesten çok ağlıyorum aslında ama kimse bilmiyor işte fark burda. bazı geceler uzun uzun ağladığım oluyor ya da bazen odada yalnızken falan. ama birisi gelecekse direkt gözyaşlarımı silip gülümsemeye çalışıyorum. bilmiyorum sanki ağlamak çok özel bir olaymış gibi geliyor bana öyle ulu orta yapılamayacak bir şeymiş gibi. insanlara güçlü görünmeliymişim gibi hissediyorum. zayıflık gösteremezmişim gibi. aslında öyle ağlamak zayıflıktır falan diyerek de yetiştirilmedim ama. böyle de sanki hiç bir problemim yokmuş hep mutluymuşum gibi sanıyor insanlar. bilmiyorlar ne olursa olsun içimde yaşadığımı. çok iyi bir özellik değil farkındayım. belki de değiştirmeye çalışmalıyım. ama insanlara güvenemiyorum yeteri kadar, herşeyi kendi içimde halletmeliymişim gibi hissediyorum. bu da beni bazen çok tüketiyor. Toshiba Servis İzmir şu an üç bilgisayarı nasıl tek bir bilgisayar haline getirip kullanmaya çalıştığımı tübitak yetkilileri görseydi eğer eminim ki bilim ödüllerinin alayını bana verirlerdi. hayır o değil de, zorda kalınca yaratıcılık resmen tavan yapıyor, alıyor götürüyor onu anladım ben. tanıdığım birinin bir yakını öldüğünde üzülmüşüm gibi yaparken çok geriliyorum. üzülemeyince de zaten kendimi duygusuz, insanlığı ölmüş, odun biri gibi hissediyorum. bari numara yap, onu da yapamıyorum doğru düzgün. ölsem üzülenim olmıycak bu yüzden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder